Dayak operasyonlarından fuhuş operasyonlarına
Yine çok hareketli bir hafta geçirdik. Fuhuştu, uyuşturucuydu, dayaktı derken günler geçti gitti. Eskiden çocuklar birbirleriyle kavga ederken "benim babam senin babanı döver" falan derlerdi ya, şimdilerde sosyetenin moda lafı "benim sevgilim senin sevgilinden daha iyi dövüyor" oldu. Şekerim, geçen gün gözüme bir indirdi inan böyle mor görülmemiş, tam sezonun rengi! Seninki ne öyle kıytırık bir tokatla geçiştiriyor. Geçen gün saçlarımdan şöyle bir kavrayıp bir sürükledi, görecektin en iyi berber böyle saç kabartamaz! Şaka bir yana durum buna yakın saçmalıkta. Dayak resmen meşru hale geldi, insanın bu kadar da olmaz diyesi geliyor. Birçok işçi ya da iş bulmakta zorlanan kadınımız bile şiddet gördüğünde Mor Çatı'lara ya da diğer kadın sığınma evlerine sığınırken veyahut hizmetçilik pahasına evini terk ederken bu kadınlar sadece, "Böylesini belki bulamam. Şimdi şu canım çocuğu başkasına kaptırmayayım" gibi zırvalıklarla ya da maddi kaygılarla bu şiddete boyun eğiyor. Sonra bir de utanmadan, aradan zaman bile geçmeden el ele fotoğraf çektiriyorlar. Bence lütfen biraz haysiyetli olun. Olun ki yetiştirdiğiniz kızlara doğru örnek teşkil edebilin. Aksi takdirde yarın öbür gün kızlarınız şiddete maruz kaldığında söz söylemeye bir nebze hakkınız olmaz. Derken gazeteler Kobra Operasyonu'ndan, yani Fatih Ürek'in uyuşturucu kullanma iddiasıyla gözaltına alınmasından bahsetti. Zannedersiniz ki en büyük uyuşturucu şebekesi çökertilmiş. Allah aşkına çok büyük ve mühim bir sanatçı mıdır, yazar mıdır, bilim ya da devlet adamı mıdır ki haberi "flaş flaş" diye veriyorsunuz? Bize ne kardeşim adam ne kullanmış veya kullanmamış! Ve en son haber içlerinde birçok ünlünün de bulunduğu fuhuş operasyonuydu. Bu insanların suçu ispatlanmadan ifşa edilmeleri doğru olmasa da haber enteresandı doğrusu. Böylece birçoğumuzun üçüncü sınıf mankenlerin ya da yine aynı sınıftan şarkıcıların nereden böyle paralar kazandığı ya da son model arabalara nasıl bindikleri konusundaki merakımız tatmin olmuştur herhalde. D ü n y a n ı n her yerinde sanatçılar ve top modeller çok iyi para kazanıyorlar. Ama dedik ya sanatçılar, yani sanatçıya benzeyenler ya da sanatçı taklidi yapanlar değil. Söz top modellerse onların da para kazananları hem dünyaca biliniyor, hem de dünyayla iş yapıyorlar. Bizimkilerin birçoğu gibi fasulyeden modeller değiller yani. Bir lafım da sayın Yasemin Bozkurt'a efendim. Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'nın bile eleştirilebildiği memleketimizde niye eleştiriye bu kadar tahammülsüz olduğunuzu anlayamadım. Sizi eleştirebilmek için basın kartı sahibi veya bilirkişi olmam da gerekmiyor. Ben sade bir vatandaş olarak da programınızı eleştirebilir ve de beğenmeyebilirim ki, zaten öyle.
* Son olarak yeni bir mekandan söz edeceğim. Geçen hafta benim doğum günümdü. Efendim ben kutlamaları hiç sevmem, o da neymiş öyle, filan demeyeceğim. Çünkü ben bütün kutlamalara bayılırım. Bence kutlamalar gayet neşeli, keyifli durumlar. Dolayısıyla neden bazıları tarafından sevilmediğini hiç anlayamam. Doğum günüm için seçtiğimiz yer de benim ruh halime gayet uygun bir mekandı. Şu Sofa Otel'in içine yeni açılan ve son günlerde pek bir moda haline gelen Tuus'a gittik. Kendimi resmen New York'ta zannettim. Gayet keyifli döşenmiş, insana son derece huzur veren bir yer. Birçok mekanda olduğu gibi sohbet ederken bağırmak zorunda kalmıyorsunuz. Herkes birbirini gayet rahat duyabiliyor. Ayrıca müthiş lezzetli bir mutfağı var. Tuus bence doğru işletilirse Park Şamdan gibi klasikleşebilecek bir yer. Yapan herkesin eline sağlık. Ayşe Brav bravayse@yahoo.com Ilişki cadısı
|