| |
|
|
Emre Kongar'ın tutarsızlığı
Yabancı sermaye yeni bir olgu değil elbette ama son yıllarda hararetle tartışılıyor. Bu konuda 'yabancı sermayeye karşıyım, tek dolar dahi ülkeye girmesin' diyenler tutarlı sayılır. 'Hayalperest' olabilirler ama onlara kızmamak gerekir. Öte yandan önce 'yabancı sermayeye karşı değilim' dedikten sonra kocaman bir 'amma...' diyenler var ki asıl eleştirilmesi gerekenler bu kesimde yer alıyor. Örnek mi istiyorsunuz. İşte Emre Kongar. Türkiye'ye gelecek yabancı sermayeyi değerlendirirken kullanılacak 9 madde sıralamış Kongar. (Cumhuriyet, 10 Nisan) Bunlardan ilk 7'si belli bir politikanın parçası olabilir. Mesela yabancı sermayenin 'istihdam' yaratmasını istiyor. (Yani Kongar borsaya gelen sermayeye karşı.) 'Yeni bilgi ve teknoloji getiriyor mu, üretiyor mu' diye soruyor. (Şart mı? Değil!) Yine de, dediğim gibi, Kongar'ın sıraladığı şartlar, belli bir yabancı sermaye politikasının parçası olabilir. Mesela yabancı sermayeye fren koymaya çalışanlar bir ara 'stratejik sektörler' tabirini ortaya atmıştı. Herkes kafasına göre 'kırmızı çizgi'ler belirliyordu: 'Kereste fabrikasını alabilirler ama iletişime dokunulmasın.' Bütün bu yaklaşımları anlıyorum. Peki ama Kongar'ın sıraladığı son iki maddeye ne demeli: "Yönetim merkezi Türkiye'de mi?.. Yönetimi TC vatandaşlarında mı?" Yahu adı üstünde: Yabancı sermaye. Yani Türkiyeli değil. Sen nasıl olur da adamlardan yönetim merkezini Türkiye'ye taşımasını ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmesini isteyebilirsin? Eğer bir para öbeğinin yönetim merkezi Türkiye'de ise ve yönetimi TC vatandaşlarındaysa... Buna karşılık para 'yabancı' ise... Bunun adı 'yabancı sermaye' değil, 'borç' olur. Lafı döndürüp dolaştırmanın, bin dereden su getirmenin ne alemi var; gerçekten anlamıyorum! Böyle tuhaf maddeler sıralamak yerine, 'Kardeşim ben yabancı sermayeye karşıyım' dersin olur biter. Sen de rahatlarsın, biz de rahatlarız. Öküz altında buzağı arayacaklara not: Emre Kongar sosyoloji profesörüdür. Fikirlerini eleştiririm ama kendisini severim!
|