|
|
'Başbakan'ınız değişimde samimi ise takipçisi olsun'
Dün öğlen bir 'değişim gurusu' olarak nitelendirebileceğim ABD'nin önemli isimlerinden Bob Stone'u dinlerken, 'Bizim de devleti yeniden yapılandırmak, kalite kavramını her yere sokmak ve en önemlisi de bürokrasiyi yok etmek için cesur ve asla yılmayan insanlara ihtiyacımız var galiba" diye düşünmekten kendimi alamadım. Bob Stone. Tam 12 yıl ABD Savunma Bakanlığı'nda müsteşar olarak çalışmış, tabiri caizse tüm kuralları, yönetmelikleri yeniden yazmış, radikal değişiklikler yaparken asla yılmamış, korkmamış bir isim. Bir önceki ABD Başkanı Bill Clinton ile Beyaz Saray'da dirsek temasında bulunmuş, 6 yıl Başkan Yardımcısı Al Gore ile bire bir çalışmış ve ekibiyle birlikte devletin tüm kademelerinde toptan bir yeniden yapılanmanın öncülüğünü üstlenmiş. Stone'un elinden yaklaşık 600 bin sayfa yönetmelik ve kurallar silsilesi geçmiş. Devletin yeniden yapılandırılması kuşkusuz hiç kolay olmamış ama O, örneğin 450 sayfalık bir yönetmeliği 4 sayfaya indirme başarısını göstermiş. Sonra da deneyimlerini, "Bir Sivil Hizmet Çalışanının İtirafları-Amerikan Hükümeti ve Ordudaki Değişimden Çıkan Dersler" diye tercüme edebileceğim bir kitapta toplamış.
En çok FBI direnmiş! Stone, devletin yeniden yapılanması için Clinton tarafından görevlendirildiğinde, başta FBI Başkanı olmak üzere, devletin tüm önemli birimlerinden 'imkansız' cevabını almış. 'Peki ne yaptınız? Vazgeçip evinize dönmek aklınızdan geçmedi mi' diye sordum. İlginç bir cevap verdi: "Değişim fanatiğiydim. Asla yılmadım. Çok hırslı ve agresiftim. Kimi değişime sonunda ikna oldu ama tabii kimi ikna oluyormuş gibi yaptı." Stone'u dinlerken, aklıma Başbakan Erdoğan'ın sayısız defa dile getirdiği ve hatta yakındığı bürokratik engeller ve kalıplarından çıkamayan bürokratlar geliyor. "Başbakan Erdoğan'ı takip ediyor musunuz? O da örneğin sürekli bürokrasiyi azaltmaktan söz ediyor. Ama bir türlü bu, tam anlamıyla olmuyor" diyorum. "O zaman Başbakan'ınız takipçi olsun. Biz sürekli takip ettik. Bence Başbakanınız yeteri kadar samimi değil. Şayet samimiyse, söyledikleri oluyor mu diye sürekli olarak dönüp kontrol etmesi gerekirdi" diyor.
|