"Yargıya müdahale var"
Yargıtay Bassavcısı Nuri Ok, "Adalet Bakanlığı, yakın geçmişte görülmediği kadar yargıya nufüz ediyor" dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Onur Günü'nde konuşan Ok, yargıda siyasallaşma konusunda hükümete ve Adalet Bakanlığı'na ağır eleştirilerde bulundu.
Ok, Adalet Bakanlığı'nın savcılara talimatlar gönderdiğini belirterek "Anayasa değişikliğinde Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) bağlanmalıdır. Adalet Bakanlığı'nın yakın geçmişte görülmediği kadar yargıya nüfuz ettiği ortadadır. HSYK bağımsız olmalıdır. HSYK'nın kendisini Adalet Bakanlığı'na sorumlu hissetmesi doğru değil." dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, yargıya intikal eden bir olayda meclis araştırması yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, ''Hele orada alınan ifadenin, bir adli belgede aynen yer alması ise düşündürücü olmaktan öte, kaygı vericidir'' dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15'inci Onur Günü dolayısıyla Yargıtay Konferans Salonu'nda tören düzenlendi. Törene, Yargıtay Başkanı Osman Aslan, Askeri Yargıtay Başsavcısı Suat Soykan, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı Osman Şimşek, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ile Yargıtay üyeleri katıldı.
Törende konuşan Başsavcı Ok, başsavcılığın anayasa ve yasaların verdiği çok önemli ve yaşamsal görevleri en iyi şekilde yerine getirmenin ciddi uğraşı içinde olduğunu söyledi. Ok, bu kapsamda başsavcılığın kendi bünyesinde yaptığı çalışmaları anlattı.
İddianamenin suçlayıcı belge olduğunu ancak yargılama muhakkak olduğundan aklanmak, temize çıkmak olanağı ve fırsatının mutlaka bulunduğunu söyledi.
Bu imkan tanınmadığında, yani yargılama öngörülmediğinde suçlama yapılamayacağını vurgulayan Ok, ''Buna göre iddianamede suçlama, sadece yargılanmaları istenen şüphelilerle sınırlı yapılabilecektir.Kural olarak savunmaları alınamayan, dolayısıyla haklarında dava açılmayan şüphelilerin, iddiaya konu suça iştirak ettiğine dair delil varsa sadece tespit yapılabilir'' diye konuştu.
Ok, dava açılmayan veya açılamayanların fiillerine, suç iddiasına konu olayın açıklanması sırasında değinilmesinde zorunluluk bulunması halinde ise suçlayıcı veya bu anlama gelecek ifadeleri kullanmaktan kaçınılması gerektiğini kaydetti. Ceza davalarında her şeyin delil olabileceğini ifade eden Ok, şöyle konuştu:
''Yeter ki yasak sorgu yöntemleriyle elde edilmesin ve hukuka aykırı olmasın. Yargı ve yardımcı kurumlar dışı delillerin kullanılması ve değerlendirilmesinde çok ama çok dikkatli olunmalıdır.Aksine davranış yargı üzerinde kuşku çağrıştırır ki, kuşkuyu yenmekle görevli yargıyı haklı eleştirilerin hedefi yapar. Savcılar, temel görevleri arasında son derece önemli yeri olan toplum adına ve kamu yararına hareket ettiklerini, işlevlerini; adil, tarafsız, tutarlı ve bağımsız bir şekilde yerine getirmek zorunda olduklarını hiç unutmamalıdırlar. Aslında bu hareket tarzı yasanın da öngörüsüdür.
Elbette yargı, olumsuz koşullara rağmen, bağımsızlığını ve tarafsızlığını sorgulatacak davranış ve tutum içinde olduğu izlenimi vermemelidir. Hele siyasallaşmayı çağrıştırması, politik güç dahil her kesimi rahatsız etmelidir. Adli otoritelerin, siyasi ve idari otoritelere yakın görünmesi bile adalete zarar verir. Adalet hiçbir kuşkuyu kaldırmaz; lekeyi ise reddeder.''
Birey, toplum ve devlet olarak sık sık ve üst üste gelen afların sıkıntılarının ve tahribatının çekildiğini ifade eden Ok, son olaylarla bunları yeniden gördüğünü ve yaşandığını kaydetti.
KUSUR TÜMÜYLE YARGIYA YÜKLENEMEZ
Başsavcı Ok, duygusal nedenlerle veya siyasi avantaj sağlamak için çıkarılan afların adalet duygusunda onarılmaz yaralar açtığını, isyanları, feryatları beraberinde getirdiğinin hep birlikte görüldüğünü söyledi.
Affın sonuçlarından yargının sorumlu tutulamayacağını belirten Ok,''Karmaşık, belirsiz, netlik taşımayan, uyumsuz, eşitlik ilkesini gözetmeyen ve üst üste gelen af düzenlemelerinden kaynaklanan uygulamalardaki isabetsizliklerden de kusur tümüyle yargıya yüklenemez'' dedi.
Devlet kurumları arasındaki gerginliğin ve çekişmenin önemli bir sorun olduğuna da işaret eden Ok, şöyle konuştu: ''Gerginlik ve çatışmanın hizmet ve görev kalitesini düşüreceği ve kurumlara olan güveni sarsacağında kuşku yoktur. Bu yola, kimi kurumların gözden düşürülerek avantaj sağlamak ve takip edilen hedefleri gerçekleştirmek için başvuruluyorsa derhal terk edilmesi gereken son derece tehlikeli bir tutumdur.
Ne erkler çatışmalı ne de kurumlar. Hukuka bağlı çoğulcu demokratik anlayış, devlet yetkilerinin dağıtılmasını ve paylaşılmasını gerektirmektedir. Demokratik sistemin işlerliğinin sağlanması için bu zorunludur da. Hukuka saygı olsun olmasın, her koşul ve ortamda görevini tarafsız, etkili ve eksiksiz yapabilmesi için yargı hem siyasal erkler hem de diğer güçler karşısında mutlaka bağımsız olmalıdır. Bağımsızlık konusunda kurumsal ve kişisel küçücük bir duraksama dahi, yargıya müdahale arzularını tahrik edecek, siyasallaşma iddialarını haklı kılacaktır.''
Mahkemelerin bağımsız olmadığı kanaatinin, her gücü, hatta Avrupalıyı bile müdahale yarışı içine soktuğunu söyleyen Ok, kendi mahkemelerine müdahaleyi aklından bile geçirmeyen Avrupalının Türk mahkemelerine haksız, kayırmacı ve hatta insafsızca yüklendiğinin birçok kez görüldüğünü kaydetti.
Başsavcı Ok, ''Yargıda stajdan başlayarak, atama, terfi, nakil, tecziye ve her türlü özlük işlemleri içinde önemli rolleri olan siyasetin, son olarak hala güncelliğini koruyan olayda hakimlere alenen iddianamenin iadesi yolunu göstermesi üzüntü vericidir. Siyasallaşmaya açık bu sistemde bunun son olacağını umut etmek boş bir iyimserliktir'' diye konuştu.
Hazırlanacak raporun değerlendirilmesi için TBMM'de genel görüşme açılmasının zorunlu olduğunu ancak anayasada hukuk devleti ilkesine ve adil yargılanmayı etkileme yasakları bulunduğunu vurgulayan Ok, ''Buna rağmen yargıya intikal eden bir olayda meclis araştırması yapılmasının yanlışlığını özellikle ifade etmek istiyorum. Hele orada alınan ifadenin, bir adli belgede aynen yer alması ise düşündürücü olmaktan öte, kaygı vericidir. Meclis Araştırma Komisyonu'nun hazırlayacağı raporun, TBMM Genel Kurulunda yapılması gereken görüşmesinin erteleneceğini umuyoruz'' dedi.
Yargıda reformun mutlaka ve acilen yapılmasını isteyen Başsavcı Ok, bunun için öncelikle zihniyet reformuna ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Hem yargının hem siyasetin, hukukun ve yargının misyonunu sindirmesi gerektiğine dikkati çeken Ok, hukuk üstün bir değer, yargının ise gerçek konumunda ''erk'' olarak görülmesini, siyasi güce bağlı bürokrat imajının kafalardan silinmesini istedi.
|