|
|
|
|
|
|
Bir yerlere gelmek umrumda değil!
'Çemberimde Gül Oya' adlı dizi ile dikkatleri üzerine çeken; şimdi de atv'de 'Azap Yolu' ile ekrana gelen genç oyuncu Melisa Sözen, tek amacının oyunculuğun tadını çıkarmak olduğunu söylüyor. Sözen, Dishy dergisinde Deniz Akkaya'nın sorularını yanıtladı.
Ünlü manken Deniz Akkaya, yayın yönetmenliğini üstlendiği DISHY dergisinin nisan sayısı için yıldızı parlayan genç oyunculardan Melisa Sözen ile konuştu. "Bana sorarsanız, son dönemlerde o perdeye en çok yakışan isimlerden biri Melisa Sözen... Winona Ryder, Nathalie Portman ve Keira Knightley duruluğu ve saflığı var yüzünde; biraz da Audrey Hepburn muzipliği" diyen Deniz Akkaya'nın genç oyuncu için sözü çok: "Duru, güzel, anlamlı ve muzip bir yüzü var. Emin olun, kalbi de bir o kadar saf, temiz ve çocuksu. Adını hâlâ bilmiyorsanız; bir skandala karışmadığındandır. Halbuki tam da, en derinden tanınması gereken bir Dishy'lik, pardon, kişilik!"
'YARAMAZ OĞLAN ÇOCUĞU!' Akkaya, Sözen ile dostluğunu ise şöyle döküyor kelimelere: "Bir sinema filmindeki, çok önemli bir rolü benim yüzümden reddetti. Sebebiyse o kişilerin beni kırmış olması ve Melisa'nın beni üzen kişilerle birlikte çalışmak istememesi. Ne garip değil mi? İşte öylesine sevgi dolu, duyarlı ve pırlanta kalpli bir kız o. Bu aralar da o pırlanta kalbi pır pır atıyor çünkü Türk Sineması'nın dev isimlerinden, sert bakışlı Kadir İnanır'la kamera karşısında. Azap Yolu adlı dizide, Kadir İnanır'ın kızını canlandırıyor. Kendisine de sorsanız, seksiden ziyade, kendisini yaramaz bir oğlan çocuğuna benzetecektir. Ama fotoğraflara bakınca, onun ne kadar da çekici bir kadına dönüşebildiğine siz de şahit olacaksınız. Bu kıza dikkat!"
* Yıllardır piyasada var gibisin ama aynı zamanda yok gibisin. İşin doğrusu nedir? Altı yıldır oyunculuk yapıyorum. Aslında uzun bir zaman dilimi diyemeyiz.
* Hiç haksızlığa uğradığını, 'daha iyi rolleri hak ediyorum' diye düşündüğün oluyor mu? Hiç olmuyor. O kadar rahatım ki. Belki, bir tek oynarken yönetmenle anlaşamıyorsam ve bendeki potansiyeli kullanamıyorsa o zaman haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Mesela bazen yönetmen, seni sadece fondaki martı gibi görüyor ve seni kullanmıyor. Yoksa bir yerlere gelmek o kadar da umurumda değil. Sadece ölene kadar oynayayım ve bunun tadını çıkarayım istiyorum. Rol için, saçını başını yolmak istediğim başka bir oyuncu falan yok.
* Evin sevimli kızı gibisin. Ama gün gelir, genelevde çalışan bir kadını oynayacak olursan çok tepki alabilirsin, vay haline bu durumda! Aslında sevilmek, bir oyuncu için iyi bir durum değil. İnsanların senden nefret etmesi de, çok sevmesi de kötü. Çünkü seni çok sevdiklerinde bir süre sonra sahiplenmeye başlıyorlar. Ben bunu istemiyorum.
* Geçtiğimiz günlerde Sanem Çelik'in başına gelenler senin başına gelseydi ne yapardın? Kafayı sıyırırdım. Çünkü insanlara bu kadar bağlıysan, seyircilerin tepkisi bu kadar önemliyse kafayı sıyırırsın. Ya da "Hayat bu, beni, Sanem olduğum için ve Aliye'yi oynadığım için yargılayamazsınız, kusura bakmayın" derdim herhalde. Oyunculuk başkaları için değil ki, zevk aldığın için yaptığın bir şey. Bence bir oyuncunun topluma karşı sorumluluğu diye bir olay yok. Öğretmen ya da avukat değilim ki. Onların vardır topluma karşı sorumluluğu. Ben bu işten keyif alıyorum, üzerine de para alıyorum. Bir şekilde insanların bazı şeyleri ayırt etmesi gerekiyor. Mesela kamera önünde sevimli olsam da gerçekte son derece uç bir insan olabilirim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|