|
|
Tanıdığım herkesten bıktım
Geçenlerde gazeteleri okurken aklıma bir anda 'Lan'n'oldu' isimli şarkı geldi. Bunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük katkısı olduğunu ifade etmeme gerek var mı bilmiyorum. Kramp'ı kaçınız hatırlar onu da bilemiyorum. Kramp 80'lerin sonu 90'ların başında adını duyuran bir rock grubuydu. Şimdi tarih oldu herhalde. 1993 yılında çıkan albümlerinin adı Lan N'oldu. Bilmeyenlere şöyle anlatayım; Dünyayı Kurtaran Adam mertebesine ulaşacak kült bir şarkıdır. Şöyle ki: Biz ta eskiden beri / biz burda bir avuç insan / bir birbirimizden habersiz / aynı şiiri yazar idik / aynı şarkıyı söyler idik / aynı duvara işer idik / derken bir sabah erken / birbirimizin yüzüne bakamaz olduk bu ne / Lan n'oldu be / Lan ne bu be / Sevdiğimiz yanında yumuşacık uyurken / Lan n'oldu be / Lan ne bu be... Başbakan 'ulan'ı patlatınca sağda solda edebiyatı yapılmaya başlandı ya, aklıma bu şarkıyı iki de remix ve cover versiyonunu yapıp maxi single olarak piyasaya sürmek geldi. Başbakanın en sevdiği şarkı diye... İyi bir tanıtımla 100 bin satmazsa hiçbir şey bilmiyorum ben.
THE STROKES Şu sıra en çok dinlediğim albümlerden biri The Strokes'un son albümü First Impressions of Earth. Fark ettim ki The Strokes çıkalı 5 yıl geçmiş bile. 2001'de ilk albümleri Is This It'i çıkardıklarında dünyada 'rock yükseliyor, elektronik bitti' haberleri daha yeni yeni boy gösteriyordu. The Strokes da bunun kanıtıydı: New York punk'ının geri dönüşü. Bildik enstrümanlarla yapılan gerçek müzik. Converse'ler dar pantolonlar... Beş yıl sonra The Strokes için taze diyemiyoruz artık. Ama kaderlerinin de 1977-81 arası çıkan ve hemen unutulan punk grupları gibi olmayacağı kesin. Üçüncü albümde tarzları çeşitlenmiş. Mesela Razorblade'i alın herhangi bir Cake albümüne koyun kimsenin itirazı olmaz. Ya da Heart in a Cage'i alın Iron Maiden'a verin, Adrian Smith ve Dave Murray çift ses melodik solo atsın, tadından yenmez. Şarkılar çok başarılı. Favorimi sorarsanız On the Other Side. The Strokes tarihinin belki de en güzel sözleri var bu şarkıda. Nasıl diyorsunuz, köfte, hah güfte güfte Tanıdığım herkesten bıktım / Sokakta gördüğüm herkesten / Televizyonda gördüğüm herkesten / Hepsinden nefret ediyorum / Onlardan nefret ettiğim için kendimden nefret ediyorum / Sonra içiyorum, hepsini seviyorum / daha da içince bu sefer eskisinden de çok nefret ediyorum / Bu kadar yargılayıcı olmaktan yoruluyorum / Beni bekleyen kimse yok öbür tarafta / Beni bekleyen bir sen varsın öbür tarafta... Siz bu satırları okurken ben The Strokes'u kendi memleketleri New York'ta izliyor olacağım. Hepsini anlatacağım merak etmeyin.
|