SABAH - Onkolog ressam

Şu an 7 Nisan 2006 - Cuma tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	News in English

	Son Dakika

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Emlak

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Pazar Sabah

	İşte İnsan

	Sinema

	20. YILA ÖZEL

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

Onkolog ressam

Prof. Dr. Fazilet Öner Dinçbaş ikinci kişisel sergisi "Çağdışı Çelişkiler 2"yi İstanbul Kültür Üniversitesi Ataköy Resim Galerisi'nde açtı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Prof. Dr. Fazilet Öner Dinçbaş'ın resme ilgisi üniversite öğrencisi olduğu yıllara uzanıyor. 1987 yılında başladığı resim kursu onun hayatını büyük ölçüde değiştirmiş. Daha sonra ünlü ressam Yusuf Taktak önderliğinde kurulan ortak atölyede çalışmalarını yürüten Dinçbaş bu atölyede 11 yıl çalışmış.

ÜÇ BOYUTLU ÇALIŞIYOR
Resimlerinde karışık teknik kullanan Dinçbaş, "Daha soyut resimler yapıyordum. Ama fotoğraf ile diğer materyalleri karıştırmak istedim. Daha fazla şey anlatabilmek için de 3 boyutlu çalışmaya başladım. Kutular, yükseltiler buna örnek verilebilir. Çağdaş teknoloji hızlı bir iletişim olanağı sağlıyor. Yoksulluk, terör, çevre felaketlerini bu teknoloji sayesinde anında öğrenebiliyoruz. Ancak bu kadar gelişmiş teknoloji ve olanaklara rağmen bu felaketlerin önlenememesini çağdışı bir çelişki olarak nitelendiriyorum. Eserlerimde de bunu tartışmaya açıyorum" diyen Fazilet Öner Dinçbaş'ın sergideki "Marmara serisi" isimli resimleri depreme dikkat çekiyor. Dinçbaş, "Tek derdimiz depremin şiddeti. Halbuki bununla bilim adamları ilgilenmeli biz değil. Depreme karşı hiçbirşey yapmıyor sadece şiddeti ile ilgileniyoruz" diyor. Dinçbaş, "Yıllardır onkoloji servisinde çalışıyorsunuz. Bu sizin resimlerinize nasıl yansıyor?" sorusuna ise net bir cevap veriyor: "Aslında çok fazla yansıdığını sanmıyorum, ama son iki sergimi görenler resimlerdeki karamsarlık olgusunun burdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını soruyor. Ben öyle olmadığını düşünüyorum. Hekimliğe ilk başladığım yıllarda hastalarla empati kuruyordum. Onları rüyalarımda görürdüm. Zamanla bunu yapmamayı öğreniyorsunuz."

Aynur ERDEM