kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

İçi, dışı, altı, üstü

Gelip geçerken tabela gözüme, aklıma takılıp duruyordu:
"Mutlu bir azınlık için seçkin bir yaşam."
Şimdilerde İstanbul'un yedi tepesini ezip geçen kule saltanatının yeni kingkonglarından biriydi ve hakikaten, kutlarım yani, en "gerçekçi" sloganı seçmişti.
Küstahtı, tepeden bakıyordu, aşağılıyordu ama pek dobraydı.
Abartılı mağrur, bir "insan türü" nün tüm hayat anlayışını ve ideolojisini yansıtacak biçimde simgeseldi.
Göğe doğru yükselen bir servet mabedi olduğunun farkında...
"Mutlu azınlık" tan söz ediyor...
Bunu "seçkin bir yaşam" la bütünlüyordu:
"Dışından arzulanan
İçinden keyif aldıran
Mutlu bir azınlığın
Evim diyebileceği yer"
Bu sakız manisi kıvamında "seçkin şiirsel" slogan da, durumu kafadan izah için özenle yazılmıştı besbelli.
Bayağılığı ve basitliği, kudretinin ifadesiydi.
Yerden seviyesi çok yüksek, azıcık utanma duygusu açısından seviye ise yerle birdi.
O yüzden, sürpriz değildir...
Böyle bir sloganın altında, yakın ve yakıcı bir dönemin iki "genç" merkez sağ başbakanının da buluşup komşu olması.
Sorun mallarının, mülklerinin olması, çoğalması, paralarını yatıracak yer bulmaları, "çocuklarının geleceğini güvenceye almaları" filan değil...
Çarpıcı olan;
"Mutlu bir azınlık için seçkin yaşam" sloganının; servet, köşe, dört köşe şımarıklığının partileri, liderleri olmuş iki
"merkez sağ" başbakanı, biri doğru yoldan, biri dört eğilim dört koldan geldikten sonra bu münasip bayrak altında buluşturması.
O eski merkez sağın çok arzulanmış birlik, bütünlüğünün bir gökdelenin 20'li katlarında gerçekleşmesi; bir "devasa apartman mensubiyeti" nde idrak edilmesi.
Ki partilerinin, seçmenlerinin eriyip de ancak "azınlıklar" dan ibaret kalması.
Onlar siyaseten düşer gayri menkulen yükselirken, memleketten buram buram yoksulluğun, yoksulluk ölümlerinin, yoksulların birbirine şiddetinin fışkırması.
Yoksulların "devlet düşmanı" ve "devlet yandaşı" olarak birbirlerini "olağan" kırmaları, "devlet düşmanı" çocukların güvenlik gerekçesiyle öldürülmeleri, onların arasından çıkmış terörcülerin iki genç kızı, bir teyzeyi İstanbul'un "mutsuz çoğunlukları" nın yine de "evim diyebilecekleri yer" lerinden birinde, Esenler'de, halkın belediye otobüsüyle yakmaları, ölüme yollamaları; düğün evine cenaze yollamaları.
Ne bileyim, ne tuhaftır aynı günde buluşmaları ama...
"Dışından arzulanan, içinden keyif alınan" simgesel eğlence mekanının kimi müdavimi, o dünyayı hiç pohpohlamamış gibi yapan medya dünyamızda "tele işler" le isim isim teşhir edilirken...
Mekanın duvarının, muhteşem, eşsiz Boğaziçi tanıklığı altında, yan bahçedeki kapıcıbahçıvan kondusunun üstüne çöküp üç kişilik aileyi yok etmesi. Ve bu vesileyle, o evin iki çocuğunun da çok önceden hastane kapılarında öldüğünün öğrenilmesi, böyle kim bilir kaç garip çocuğun yaşayabilecekken öldüğünün ise bilinmemesi.
Çarpıcı olan...
Yoksulluğun, hakkaniyet arzularının, belki öfkelerin, belki umutların içinden yükselmiş partinin bile, "merkez sağ sığlığı" na saplanıp muhafazakardemokratlığın en mukaddes emanetiymişçesine Kemal abilere sarılıp durması.
Çarpıcı olan... Hepimizin, Türk, Kürt, zengin, yoksul, şu bu, "evim diyebileceği tek yer" olan bu memleketi, bu "dışından arzulanan" güzelim ülkeyi, "içinden azap çekilen" cehenneme dönüştürmekteki inadımız.
"Mutlu azınlıklar" bir yana, "mutsuz çoğunluklar" ın da bu cehenneme alev alev koşması ve durmadan ateşe körük dayaması.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir bakalım!   / 04-04-2006
 Tarihi teselli   / 03-04-2006
 Çoluk, çocuk...   / 02-04-2006
 Kompozisyon   / 31-03-2006
 30 bin ölü!   / 30-03-2006
 Çok az, az çok   / 29-03-2006
 Bir varmış, bir yokmuş   / 28-03-2006
 Üç tarz-ı saf!   / 27-03-2006
 Korkuyorum anne!   / 26-03-2006
 Şimdi, özetlersek...   / 24-03-2006
ALİ KIRCA
53 yıl önceydi...
4 Nisan 1953, sabaha karşı ikiyi yirmi...
YILMAZ ÖZDİL
Kanun...
Bıçak kemiğe dayandı.
Polis, sert önlemler...
ERGUN BABAHAN
İnsanca dil
Güneydoğu'nun çeşitli illeri eylemlerle...
UMUR TALU
İçi, dışı, altı, üstü
Gelip geçerken tabela gözüme,...
FATİH ALTAYLI
ABD Türkiye'ye güvenmiyor
ABD'nin Ankara Büyükelçisi...
ERDAL ŞAFAK
Aklınızda bulunsun
Niyetimiz Finansbank'ın...
MEHMET BARLAS
Krizin nedeni iktidarın korkaklığı mı?..
Türkiye'de...
Seks hatlarında iktidar anketi!
İtalya'da başbakanlık koltuğunun 2 adayının TV tartışmasında...
AB 'gel katıl' rüşveti veriyor
Enerji krizine giren AB, aradığı "hayat öpücüğünü" Danimarka'nın...
En zoru bu yıl
En zoru bu yıl
Türkiye Ligi'nde son iki sezonun şampiyonu olan Fenerbahçe'de, başkan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu