|
|
|
|
|
|
"Tolerans gösterilmeyecek"
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, terörizmle mücadelede herhangi bir tolerans ya da zafiyetin kesinlikle gösterilmeyeceğini vurgulayarak, bundan kimsenin kuşku duymaması gerektiğini söyledi.
TRT'nin sorularını yanıtlayan Abdullah Gül, Muş-Bingöl sınırındaki operasyonda ölü ele geçirilen teröristlerin 3'ünün Suriye, 2'sinin İran, 1'inin de Irak uyruklu olduğunu açıkladı.
Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısıyla ilgili bir soru üzerine Gül, bu kurulun zaman zaman toplandığını ve tüm terör olaylarını
ve güvenlik olaylarını gözden geçirdiğini, alınması gerekenönlemleri almakta ve koordine etmekte olduğunu hatırlattı.
Bununla ilgili ayrıca TBMM'ye bir yasa teklifi gönderdiklerine işaret eden Gül, ''Başbakanlık'ta kurulacak olan güvenlikle ilgili bir genel müdürlük seviyesinde bu işler koordine edilecektir ve bununla ilgili en nitelikli insanlar istihdam edilecektir. Şüphesiz ki bu kurulda güvenlik birimlerimizin bütün yetkilileri vardır ve onlar kendi görevlerini en iyi şekilde yapmaktadır. İçişleri Bakanlığımız, Jandarma Genel Komutanlığımız, diğer istihbarat teşkilatlarımız. Dünkü toplantıda da bütün bu sorumlu kişilerle birlikte olaylar gözden geçirilmiştir'' diye konuştu.
Yeni bir terörle mücadele yasası konusunda, terörle mücadelenin daha etkin biçimde yapılmasıyla ilgili zaten bir süredir bir çalışmanın bulunduğuna işaret eden Gül, konuyla ilgili yapılması gereken bazı yasal düzenlemelerin sözkonusu olduğunu ve bunlara son biçimlerinin verileceğini bildirdi. Gül, ''Bu da muhakkak ki gözden geçirilen konulardan biri, bu zaten hükümetimizin elinde, hükümet son şeklini verecek ve TBMM'ye gönderecektir'' dedi.
''TÜRKİYE, BÜYÜK ATILIM İÇİNDE''
Gül, burada asıl dikkate alınması gereken husus olarak, Türkiye'nin gerek demokratik gerek ekonomik açıdan büyük bir atılım içinde olduğunu vurguladı.
Türk demokrasisinin, 4-5 yıl önceyle karşılaştırıldığında ne denli güçlendiğini, Türkiye'nin sorunlarını demokratik anlayış çerçevesi içinde çözme yönünde ne büyük adımlar atıldığını herkesin göreceğini kaydeden Gül, ''Muhakkak ki ülkemizin de birçok sorunları vardır. Güneydoğu Anadolu bölgemizde, başka bölgelerimizde sorunlar vardır, bunların isimleri çeşitli çeşitli konabilir ama önemli olan, bütün bunların çağdaş, demokratik standartlar çerçevesi içinde çözümlenmesidir. Bu yönde de hükümetimizn 3 sene içinde çok önemli mesafeler katettiğini herkes görmekte'' diye konuştu.
Gül, Türkiye'nin demokratik açılımlarının, kendilerinin bu ülkeye olan aidiyetini, beraber yaşama duygularını giderek daha çok güçlendirmekte olduğunu kaydederek, ''Bundan rahatsız olan terör örgütünün, bütün bu gidişatı engellemenin, durdurmanın, tekrar Türkiye'de olağanüstü dönemlerin arzusu içinde olduğu da bilinmektedir'' dedi.
Terör örgütünün stratejisinin, daha çok olayın olması, Türkiye'de yeni bir psikolojinin oluşması ve propoganda yapmak olduğunu ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şu kesin bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlüdür, güvenlik güçlerimiz güçlüdür. Şüphesiz terörle mücadelenin birçok yolu vardır. Terörle mücadelenin netice alıcı ve mücadele olması gerekir. Bazen terör örgütleri daha çok olayın olmasını isterler, daha çok kanın dökülmesini isterler, bazen emniyet güçlerinin, polisin çok dikkatli davranışından da rahatsız olurlar, hatta kendileri kan dökerler, bazen kendileri kendi içlerinde insan öldürürler. Onların arzu ettiği şey budur. O açıdan terörle mücadele eden birimlerimizin bilinçli ve şuurlu hareket ettiğini herkes görecektir.''
''ZAFİYET KESİNLİKLE SÖZKONUSU DEĞİL''
Polisin, jandarmanın ve gerektiğinde askeri birliklerin devreye gireceğinden kimsenin kuşkusunun olmaması gerektiğinin altını çizen Gül, şöyle konuştu:
''Şu konuda kimsenin tereddüte düşmemesi gerekir ki; teröre herhangi bir tolerans tanımak ya da bir zafiyet göstermek kesinlikle sözkonusu olmayacaktır. Bu konudaki kararlılıktan hiç kimsenin şüphesi olmayacaktır. Burada önemli olan, terör örgütünün arzu ettiği ortamın yaratılmaması ve onun tuzağına düşmemektir. Ama gerektiğinde her türlü güç muhakkak ki kullanılacak. Buna kim karar verecektir? Buna karar verecek olan valilerdir, kaymakamlardır, orada görevli olan emniyet birimlerimizdir, gerektiğinde komutanlarımızdır. O açıdan kimsenin tereddüdü olmasın ki terörle mücadelede herhangi bir zafiyet sözkonusu değildir.
Hükümetimizin birinci önceliği başından beri budur. Burada topyekün bir sorumluluk sözkonusudur. Sadece güvenlik güçlerimizin, polisin, jandarmanın değil, herkesin sorumluluğu vardır. Halkımızın, basın-yayın kuruluşlarımızın da sorumluluğu vardır. Bu sorumluğu en iyi şekilde yapmak zorundayız.
Halk nasıl sorumlu olacaktır? Çocuğuna sahip çıkacaktır. Sokaktaki çocukların nasıl istismar edildiğini çok iyi biliyoruz. Halk büyük bir dayanışma ruhu içinde olacaktır. İşte görüyorsunuz, Diyarbakır'da, Batman'da esnaf sahip çıkmıştır, sorumululuk duygusu içinde hareket etmiştir ve karşı çıkmıştır bütün bu olaylara. Burada birşeyin de altını çizmek isterim; Diyarbakır, Batman ve Güneydoğu şehirlerimizdeki bütün halkımız da, terör örgütünden zaten en çok onlar zarar gördüğü için, onlar çok bilinçli şekilde hareket etmişlerdir. Halk, devletinin yanında olmuştur daima ve olmaya da devam etmektedir. Burada tabii terör örgütünü tecrit etmemiz ve onun propagandasına fırsat vermemek gerekir.''
OPERASYONDA ELE GEÇİRİLENLERİN 6'SI YABANCI UYRUKLU
Gül, Bingöl-Muş sınırında, ''teslim ol'' çağrısında uymayınca düzenlenen operasyonda ölü ele geçirilen 14 teröristin 6'sının yabancı uyruklu olduğunu belirterek, bunlardan 3'ünün Suriye, 2'sinin İran, 1'inin de Irak uyruklu olduğunu bildirdi. Bu kişilerin başka ülkelerden gelip Türkiye üzerinde terörist faaliyetler içine girdiğini kaydeden Gül, ''Halk aslında bunun farkındadır. Halk farkında olduğu için huzurun bozulmasını istememektedir. Bu noktada hepimize görev düşmektedir, hükümete, güvenlik birimlerimize, devletimizin bütün organlarına, basın-yayın kuruluşlarımıza, halka. Elbirliği içinde bu ülkede huzuru temin edeceğiz, bu ülkenin kalkınmasını, gelişmesini temin edeceğiz'' dedi.
''Terör örgütü köy yollarının yapılması istemez, köylere su gelmesini istemez, köylerin ihtiyacının karşılanmasını istemez, yeni yatırımlar yapılsın, yeni istihdamlar yaratılsın, bunu arzu etmez'' diyen Gül, son 2-3 yıl içinde köylere yönelik hiç görülmemiş bir hizmet faaliyetinin başladığını kaydetti.
Gül, bu faaliyetlerin, bazılarını rahatsız etmeye başladığına dikkati çekerek, yeni çıkartılan teşvik yasalarıyla buralarda daha çok yerli ve yabancı yatırımın sevkedilmesi için çaba sarfederken, bunları baltalama girişimlerinin yapıldığını, halkın da bunu farkında olduğunu söyledi.
''TERÖRLE MÜCADELE KARARLI ŞEKİLDE DEVAM EDECEK''
Gül, ''Sanki eski günler tekrar varmış gibi bir hava yaratmaya çalışmaktadırlar. Bu, kesinlikle böyle değildir. Şundan herkes emin olsun ki, güvenlik birimlerimiz bunların üstünden gelecek güçtedir. Tecrübeleri ve imkanları bu noktadadır'' diye konuştu. Türkiye geliştikçe, bu gelişmeden her bölgenin nasibini alacağını ifade eden Gül, geri kalmış bölgelerle ilgili bölge ajansları kurduklarını, bölgenin ihtiyaçlarını çok daha yakından izleme ve koordine etmekle ilgili yasayı geçen hafta çıkardıklarını hatırlattı. Gül, şöyle konuştu: ''Bölgeye verdiğimiz imkanlar, özellikle köylerin ihtiyacını karşılamak, yolların yapımı, su ihtiyaçları ve modern ihtiyaçların giderilmesiyle ilgili büyük bir seferberlik var. Hiçbir dönemde olmadığı kadar yol yapılmıştır bu bölgede ve bu, Türkiye'nin diğer bölgelerinde de geçerlidir. Ama o kadar görünür hale gelmiştir ki, bundan rahatsız olan, bunu engelleme çabası içine girenler vardır. Bu da terör örgütüdür. Şunu kimse unutmasın; terör örgütü ne ekonomik ne demokratik gelişmeyi ister.'' Bölgede birçok televizyon yayınının başladığına, terörle mücadelede istemeyerek zarar gören vatandaşların zararlarının karşılanmasıyla ilgili yasaların çıkarıldığına dikkati çeken Gül, bunların ilk kez olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: ''Biz, kararlı bir şekilde temel hak ve hürriyetleri kesinlikle güçlendireceğiz. Türkiye'deki demokrasiyi giderek çok daha güçlendireceğiz. Bunlarda geri adım atmak kesinlikle sözkonusu olmayacaktır. Ama biz şuna inanıyoruz ki teröristleri tecrit etmek, terörle kararlı şekilde mücadele etmekle mümkündür ve bu mücadele kararlı şekilde devam edecektir.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|