"Zararını çekersiniz..."
Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, bugün emekliye ayrılıyor. Çetinkaya, öyle büyük bir tören düzenleme niyetinde değil. Yaşamında olduğu gibi, sade bir toplantıyla arkadaşlarına veda edecek. Akşam da "herkesin cebinden ödeyerek" katıldığı bir yemek düzenlenmiş. Emekliliği öncesi dünkü sohbetimizde Çetinkaya "hukuk" ve "idareye" iki mesaj yolladı. Önce, "türban kararına" yönelen tepkilere karşı yayımladığı Danıştay bildirisinde de yer verdiği bir noktaya tekrar dikkat çekti: "Hukuk ve idare birbirinin rakibi değildir..." Ardından, 42 yıllık kamu görevinin 22 yılını geçirdiği idarecilere çağrıda bulundu: "İdare hukuka saygılı ve hassas olmalı. Bi r kararı yargı sürecinden geçerse ne olur diye baştan düşünüp adım atmalı. Bu yönde adım atan idarenin başarı şansı daha yüksek oluyor." Sonra 20 yıl birlikte görev yaptığı hukukçulara seslendi: "Yargı da 'Hukuk dışında başka şey tanımam' noktasında olmamalı. Hangi şartlarda idarenin o kararı aldığını da görmeli."
Ajite moda oldu Danıştay kararlarına dönük hükümetten gelen eleştirilere sözü getirdiğimizde Çetinkaya'nın tepkisi şöyle oldu: "İdare ile Danıştay arasındaki çatışma suni şekilde yaratıldı. Danıştay'dan her gün 500 bazen 1000 karar çıkıyor. Karşı tarafta, politika yapacağım diye ajite hava yaratılmak istendi. Bu durum moda haline getirildi." Ve ardından bir söz daha: "Unutulmasın ki Danıştay'da kararlar bir gün öyle, diğer gün böyle alınmaz. O günler bu durum bir balon gibi şişirildi."
Alırım-atarım olmaz Hükümetten gelen bir diğer eleştiri de bazı kamu görevlilerinin Danıştay kararıyla tekrar görevlerinin başına dönmeleri... Çetinkaya'nın, bu konudaki yanıtı da şöyle: "Yargı kararını üç gün uyguladık, sonra aynısını yaparız, görevden alırız olmaz. Beğendiğimi alırım, beğenmediğimi atarım da olmaz. Herkesin hukuki bir teminatı olmalı." Cumhurbaşkanı kararnamelerini onaylamadığı için, vekaletle görevini yürüten kamu görevlilerine de Çetinkaya'nın uyarısı oldu. Önce, hükümette son dönemde yaygın olarak kullanılan "vekaletle yönetmenin önünün" açık olmadığını anımsattı. Kanunların, "Vekaletin asil atanıncaya kadar sürmesine" hükmettiğini kayda geçirip ekledi: "İlanihaye o görevi vekaleten götürürüm olmaz. Çünkü asilin emekliliği, ölümü, hastalığı gibi hallerde vekil atanır. Bu bir geçici görevlendirmedir. İlanihaye bu müessesenin kötüye kullanılmasına izin verilemez..." Bu dönemde uzun süreli vekaleten görev yapanların olduğu anımsatılınca da Çetinkaya, şunları söyledi: "Bu vekil kişiler köklü kararlara imza atamazlar. Her an vekaletlerinin sona ereceğini düşünerek hareket etmek zorundadırlar. Eğer köklü kararlara imza koyarlarsa, bu durumda sakıncalı olur. Vekaleti uzun süre kullananlar için hem de etkisinde kalanlar için bu uygulama ilerde kendileri açısından zararlı sonuçlar doğurur. Buna katlanmak zorunda kalırlar..."
Rüştünü ispat edemedi Başkan Çetinkaya'nın "idarenin bugünkü durumu" ile ilgili tespiti ise şöyle: "Rüştünü ispat edemedi..." Nedenini de kendi açıkladı: "Geri kalmış ülkelerin noksanlığı bizde de yaşanıyor. Türkiye gelişmiş ülkeler seviyesine doğru ilerledikçe idarenin hukuka uygun işlemler yapacağına inanıyorum." Ve son bir cümle: "Türban kararı eleştirilerine karşı sert açıklamayı, kurumun haklılığını savunmak için yaptım..." Danıştay Başkanlığı'ndan bugün emekli olacak Ender Çetinkaya'nın mesajları böyle...
|