Güneş ve balçık

Galatasaray maçından sonra Vahid Halilhodziç, aynen şunları söylemişti: "Sahaya sürdüğüm oyuncular, kendi yeteneklerini ve kapasitelerini nedense oyuna yansıtamıyorlar. Dolayısıyla alınan bu sonuçlar normal..."
Yani Vahid Halilhodziç, burada demek istiyor ki, "Bu oyuncular yetenekli ama yeteneklerini seferber etmedikleri noktada benim yapabilecğim fazla bir şey olmaz."
Bu görüşe katılmamak mümkün değil.
Ne var ki... Şimdi burada Sayın Halilhodziç'e sormak lazım... Sen acaba elindeki futbolcu kadrosundan en iyi 11'ini sahaya sürmek konusunda gerçek anlamda doğru yapıyor musun?
Bu maçta sahaya Gökdeniz'den yoksun bir 11 çıkarıyorsun ve vatandaşın Djokaj ilk 45 dakikada sahada hiç yok.
Şimdi takımı 10 kişi oynattığın noktasında diğer oyuncuların bu yokluğu da gidermek için daha fazla efor sarfettiklerinin farkında mısın?
Trabzonspor 1-0 mağlup durumdayken Yattara'yı çıkartarak Adem Koçak'ı oyuna alıyorsun. Acaba iki farklı yenilmekten korktuğun için mi bu değişikliği yaptın?

ÖNCE DOĞRU 11'İ ÇIKAR
Son söz... Vahid Hoca, sen öncelikle elindeki futbolcudan en iyi 11'i sahaya sürmekle sorumlusun. Bu senin görevin Sen bunu yapmadıkça, futbolcuları Galatasaray maçından sonra olduğu gibi yetenekleriyle tartışarak ancak güneşi balçıkla sıvarsın.
Gelelim Erciyesspor'a... Savunmada Şenol ve Bouazizi maç süresince çok iyi mücadele ettiler. Büyük ümit bağladıkları Cenk ve Timuçin gerçek performansları altında bir oyun ortaya koymaları yüzünden istedikleri gol pozisyonlarını üretemediler.
Fakat bir duran toptan kaydettikleri ve organize olmayan bir golle karşılaşmayı lehlerine çevirmeyi bildiler.