Türkiye'nin 1 ton video kamera ithal edebilmesi için 5 bin 625 ton domates salçası ihraç etmesi gerektiği belirtildi.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) yüksek teknoloji ithalatı konusunda hazırladığı rapora göre, Türkiye yüksek teknoloji üretmiyor, tüketiyor. Her yeni teknoloji ürünü çok geçmeden Türkiye'de raflardaki ve vitrinlerdeki yerini alıyor.
Rapora göre, Türkiye'nin 1 ton video kamera ithal etmek için 5 bin 625 ton domates salçası, 1 ton dijital fotoğraf makinası ithal etmek için de 1192 ton kabuksuz fındık ihraç
etmesi gerekiyor. Bir başka deyişle 1 kamyonet dolusu video kamera karşılığı 25 ton kapasiteli 225 TIR domates salçası, 1 kamyonet dijital fotoğraf makinesi karşılığı 48 TIR fındık satmak gerekiyor.
1 ton TURKSAT uydusu 714 bin 285 ton bor mineraline, 1 ton cep telefonu 4 bin 965 ton siyah zeytine, 1 ton bluetooth kulaklık 1724 ton kuru kayısıya, 1 ton dizüstü bilgisayar 3 bin 718 ton arpaya karşılık geliyor. 1 MR CİHAZI 6 BİN TELEVİZYON EDİYOR
Türkiye'nin 1 milyon 200 bin dolar tutarındaki 1 adet MR cihazını alabilmek için 6 bin adet 51 ekran televizyon, 300 bin dolar tutarındaki 1 adet tomografi cihazı için 73 ton tütün, 220 milyon dolar tutarındaki B-1 ağır bombardıman uçağı için ise 29 bin 333 ton porselen yemek takımı satması gerekiyor.
Türkiye'nin 2005 yılında 73,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğinin hatırlatıldığı rapora göre, bu parayla 16 milyon 222 bin adet Likit Kristal Ekran televizyon alınabiliyor.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği'nin rakamlarına göre, son 10 yılda 38 bin 763 ton hamsi ve palamut ihracatından 126 milyon dolarlık döviz girdisi elde eden Türkiye, bu parayla da 5 adet F16 savaş uçağı alabiliyor.
TEKNOLOJİ EKONOMİYİ BÜYÜTÜYOR
Gelişmiş ekonomilerin teknoloji sayesinde büyüdüğüne işaret edilen raporda, TÜBİTAK'ın bir çalışmasına göre; son 50 yılda teknolojinin ekonomik büyümeye etkisinin Almanya'da yüzde 78, Fransa'da yüzde 76, İngiltere'de yüzde 73, Japonya'da yüzde 55 ve ABD'de yüzde 50 olduğu belirtiliyor.
Raporda, Eurostat 2005 verilerine göre de Avrupa Birliği'nin (AB) Ar-Ge'ye ayırdığı payın ortalama yüzde 1,93 olduğu, İsveç'in yüzde 4,27, Finlandiya'nın yüzde 3,51 ve Danimarka'nın yüzde 2,60 ile AB ortalamasının üzerinde Ar-Ge yoğunluğuna sahip olduğuna dikkat çekiliyor.
Çin'e de değinilen raporda, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) verilerine göre, bu ülkenin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki Ar-Ge payını, 1996 yılından bu yana yüzde 0,6'dan yüzde 1,2'ye çıkardığı ve ABD ile Japonya'nın ardından üçüncü en büyük Ar-Ge harcamasına sahip ülke konumunda bulunduğu ifade ediliyor.
ATO BAŞKANI AYGÜN
ATO Başkanı Sinan Aygün raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, ''Türkiye, gelişmiş ülkelerin yüksek teknoloji üretme yarışını tribünlerden izliyor. Yarışa katılmayanın dereceye girmesi beklenemez'' dedi.
OECD 2002 verilerine göre Türkiye'nin GSYH içinde Ar-Ge'ye ayırdığı payın OECD ortalamasının dörtte biri, kişi başına düşen miktar bakımından ise onüçte biri düzeyinde olduğunu belirten Aygün, kişi başına Ar-Ge harcama miktarı OECD ülkelerinde 567 dolarken Türkiye'de 43 dolar olduğunu kaydetti.
Aygün, ''Arpa, buğday satarak uluslararası ticarette bir arpa boyu yol alamayız. Yüksek teknoloji üretmek için kolları sıvamalı ve yarışa katılmalıyız'' dedi.