|
|
Halk yalnızca iki şey için kaygılanır
Roma, kaçınılmaz sonuna doğru ilerlerken, Juvenalis X. hicvinin 81. mısrasında şunları anlatıyor; "Duas tantum res anxius oplat, panem et circenses" (Halk, yalnızca iki şey için kaygılanır, ekmek ve sirk eğlenceleri).
Romalı hiciv ustası, şair Decimus Junius Juvenalis, MS 55-127 yılları arasında yaşamıştır. Tanıklık ettiği dönem, Roma'nın eski güzel günlerinin sona erdiği, fetihlerin artık yapılamaz hale geldiği, Cumhuriyet'ten İmparatorluk rejimine geçildiği dönemdir. Akdeniz çevresinde koskoca bir imparatorluk kuran Roma, artık ilerleyememekte, bundan beteri sınırlarını korumak zorunda kalmaktadır. Roma'nın ihtişamını meydana getiren köleler, artık verimli yağmaları sağlayan savaşların yokluğu nedeniyle giderek daha zor elde edilir hale gelmekte, bu da köle fiyatlarını yükseltmektedir. Artık Yaşlı Plinus'un sözünü ettiği "her köle kızın bir gümüş aynası"nın olduğu dönemler geçmiştir. Köle emeğinin zaten verimsiz olmasına bir de fiyatının yükselmesi eklenince, çoğu köle sahibi yeni köle almaktan vazgeçmenin yanı sıra, elindekilerin bir kısmından kurtulmak için onları azad edince, başta Roma olmak üzere birçok kent, bu işsiz güçsüz yeni "özgürler"le dolmuştur. Bunlara bir de, özellikle başkentte olmak üzere kentlerin zaten var olan işsiz güçsüz halkı eklenince, MS 1.-2. yüzyıllar imparatorluk için çok zor geçmiştir. Eyaletlerden fetih hakkı olarak aldığı vergilerle geçinen ve hemen hemen hiçbir ekonomik faaliyette bulunmayan başkent halkı, uzun zamandan beri asalaklığa alışmıştır. Ancak Roma'nın artık genişleyememesi gelirlerinin düşmesine neden olmakta, halkın ihtiyaçları da giderek arttığı için fark enflasyonla kapatılmaktadır. Roma, kaçınılmaz sonuna doğru ilerlerken, Juvenalis X. Hicvinin 81. mısrasında şöyle bir söz eder: "Duas tantum res anxius oplat, panem et circenses" (Halk, yalnızca iki şey için kaygılanır, ekmek ve sirk eğlenceleri).
EĞLENCE BİTMEDİ Gerçekten de, imparatorlar başkentin giderek artan işsiz, güçsüz ve amaçsız halkını sükunet içinde tutabilmek için, onlara bedava yiyecek dağıtmanın dışında bedava eğlence de sunmaktadırlar. Fransız tarihçi Jerome Carcopino, "Eski Roma'da gündelik hayat" adlı kitabında MS 41-54 arasında imparator olan Claudius döneminde (ünlü televizyon dizisi 'Ben Claudius'un baş kişisi) yılda 159 bayram olduğunu ve bunun 93'ünde bedava sirk gösterileri ve çeşitli eğlenceler düzenlendiğini belirtmektedir. Roma'nın gerileme süreci boyunca, bedava oyun ve eğlence sunulan günlerin sayısı 180'i geçecektir. Daha Claudius döneminde Roma'da bir gün çalışılıp, bir gün eğlenilirken, İmparatorluğun sonlarına doğru neredeyse her gün eğlenilir olmuştur. Aynı Juvenalis, başka bir hicvinde "quis quostodiet, ipsos custodes" (koruyucuları kim koruyacak?) derken, bu oyunların bu denli yaygınlaşmalarının temel nedenini saptamış olmaktaydı.
TAHTA ÇIKIŞLAR KUTLANDI Roma'da ludi (oyunlar) adını alan bu eğlencelerin birçok işlevi bulunmaktaydı... Halkı sakin tutmak, sonra oyunlar sırasında halkın eğilimlerini ölçmek ve nihayet demokrasiyi engellemek. Tarihçi Paul Veyne, bunlara bir de zenginliklerin yeniden dağılımı gibi bir işlev daha eklemektedir. Oyunlar, başlangıçta araba yarışlarından ibaretti. İmparatorlar, zamanla zaferlerini, tahta çıkışlarını, doğum günlerini vb. kutlamak için oyun düzenlemeye başladılar ve sonunda iş çığırından çıktı. Roma'nın Cumhuriyet'ten İmparatorluğa geçişinin baş mimarı Julius Caesar, gençliğinde düzenlediği muhteşem oyunlarla "halkın dostu" unvanını kazandı. Bu sayede iktidara geldi, diktatör oldu, siyasi bir cinayete kurban gitti, ama manevi oğlu Octavianus Augustus, Roma'nın ilk imparatoru oldu (princeps, birinci yurttaş). Caesar'ın düzenlediği oyunlardan birinde, 10 bin silahlı adam, Afrika'dan getirtilen 3.500 vahşi hayvanla dövüşmüştür. Aşırılığın iyi bir örneği olarak, İmparator Traianus, 107 yılında tam 128 festival gününe yayılan dev bir gösteride 10 bin gladyatör kullanmış, bunlar 11 bin vahşi hayvan öldürmüştür.
Mehmet Ali Kılıçbay
|