|
Toplumda kaybolmuş saf ruhlar
|
|
Korkuyorum Anne bir komedi filmi ama bildiğimiz bol şamatalı türlerden değil. Sıradan insanların hikayesini perdeye yansıtan, biraz eski Türk filmlerini andıran bir havası var.
Reha Erdem, çağdaş Türk sinemasının genel yapısı içinde ayrıksı, kişisel bir yönetmen olmayı, tümüyle kendi mecrasında akmayı sürdürüyor. Ama cılız bir su gibi değil, giderek büyüyen ve gürbüzleşen bir ırmak, hatta bir nehir gibi. "A-ay"dan sonra "Kaç Para Kaç" ve derken, önce "İnsan Nedir Ki" adıyla sunulup sonradan adını değiştiren bu üçüncü filmiyle... Filmin türü komedi. Ne var ki piyasada gördüğümüz, büyük ölçüde TV esinli, bol şamatalı ve starlı ticari filmlerden değil bu... Hatta tümüyle farklı ve kişisel olması, seyirciyi biraz itebilir de... Ama bu dünyaya kapağı atabilenlerin en azından çok eğleneceğini söylemek, bilmem kehanet olur mu?
BİR TÜRK KOMEDİSİ Bir küçük mahalle öyküsü bu... Bir avuç çok yakın, çok dost, çok sırdaş kişinin arasında geçen... İşsiz-güçsüz insan irisi Ali, zaten garip ve içine kapanık bir genç adamken, geçirdiği bir kazada belleğini de yitiriyor ve özellikle babası Rasih beyi tanımayarak yaşlı adamı çileden çıkarıyor. Komşuları, herkesin derdine ortak terzi Neriman ve tıpkı Ali gibi içe dönük, hafiften arızalı oğlu Keten, karnında babasını asla tanımayacağımız çocuğuyla gezen delişmen İpek, kapıcı Rıza ve ailesi, kasap Kemal, İpek'e kiracı gelen fıstık jimnastikçi kız Ümit, arabası sürekli bozulan eski boksör Aytekin, vs. Tüm bu ilginç ve iyi işlenmiş kişilikler, çıkış noktaları muhtelif bir komedi oynar gibiler. Öncelikle Ali'nin bellek sorunu. Sonra Neriman'ın bitmeyen alerjisi, kasabın teşhisiyle, bunun nedeninin 8 yıllık köpeği Çakır olduğunun anlaşılması ve giderek Çakır'dan kurtulma çabaları...Ali'nin Ümit'e abayı yakması, İpek'in mahallenin kuyumcusuna verdiği ve elden ele gezen yüzük... Rasih'in hastalığı, kapıcının karısı Selvi'nin martı nefreti, Aytekin'in askerlik korkusu, vs. Reha Erdem'in saplantılarından biri insan bedeni: Filmin çeşitli anlarında bedenimiz ve onun özellikleri üzerine sözlü ve hareketli yaklaşımlar mevcut. Erdem aynı zamandabir İstanbul hayranı. Haliç'e yukardan bakan bir küçük teras, sanki tüm olayların buluşma mekanı oluyor. Bu kendine özgü film, biraz eski Arzu Film komedilerinden, ama sanki daha çok İtalyan usulü komediden ve de Milos Forman'ın başını çektiği 1960'ların Çek güldürülerinden esinleniyor. Filmin biraz aşırı kullanılan çigan esintili Arap kökenli müziği ve de yine biraz aşırı uzunluğu, insanı biraz yoruyor. Filmin belki temel kusuru bu...Yine de büyük bir enerjiyle çekilmiş, kıvraklıkla anlatılmış ve belki daha çok bir tür Akdeniz komedisi çerçevesi içinde ele alınabilecek bir güldürü . Erdem'in yeni bitirdiği son filmini beklerken, herkesin çok iyi oynadığı bu farklı ve kişilikli filmi kaçırmayın.
KORKUYORUM ANNE * * * Yönetmen: Reha Erdem Senaryo: Nilüfer Güngörmüş, R. Erdem Görüntü: Florent Henry Müzik: Arap (Mısır) albümlerinden seçmeler Oyuncular: Ali Düşenkalkar, Işıl Yücesoy, Köksal Engür, Şenay Gürler, Arzu Bazman, Turgay Aydın, Aydoğan Oflu, Bülent Emin Yarar, Ozan Uygun, Esra Bezen Bilgin/ Kenda Dağıtım.
|