|
Petrol üzerine dönen oyunların öyküsü
|
|
Syriana, güzel ve cesur bir film. Petrolün savaşlara sebep olduğuna inananların mutlaka seyretmesi gerekir. Stephen Gagan daha önce Traffic filmiyle uyuşturucu dünyasına tuttuğu aynayı bu kez petrol üzerine oynanan oyunlara tutmuş.
Vay vay vay... Zaman zaman eleştirimize bu deyimle başlarız, bilenler bilir. Bu kez tam yerine oturuyor üstelik. Çünkü hem filmin anlattığı gerçekler 'vay vay vay' demeyi gerektiriyor. Hem de çağdaş sinemanın böyle bir konuyu işlemesi ve böyle bir hikaye anlatabilmesi gerçekten şaşırtıcı gözüküyor. Elbette Stephen Gagan'ın ilk 'sabıkası' değil bu... 2000 yılının Oscar'lı filmi "Trafik"te de, Latin Amerika'dan gelip dünyaya dağılan uyuşturucu meselesini bir film süresi içinde anlatmaya sıvanmamış mıydı? Ama sanki petrol sorunu daha karmaşık gibi. Çünkü burda yapılan, görünürde yasal bir iş. Ama petrol olayının ardında yalnızca ABDOrtadoğu veya Batı-Doğu ilişkilerinin değil, tüm kapitalist sistemin mantığının, günah ve suçlarının yattığı da, filmde ortaya çıkan sayısız şeyden biri.
HER ŞEY BİRBİRİNE BAĞLI Gagan'ın sevdiği biçimde çok-yönlü olarak gelişen bir film bu. Bir yandan körfezdeki önemli bir petrol ülkesinde, İspanya'da yaşamayı seçmiş Emir'in tahtını iki oğlundan birine devretmesi sözkonusu: biri bağımsızlık, öbürü Batı yanlısı.... Öte yandan, körfez petrolünü daha iyi fiyat verenlere, örneğin kalkınma hamlesi içindeki Çin'e kaptırmamaya azimli Batı ve özellikle Amerikan sermayesi ve onun çeşitli kademelerdeki ağababaları var. Bir başka cephede, İsviçre'de yaşayan genç bir petrol danışmanı ve ailesi var: Küçük oğullarından birini Emir'in villasındaki bir kaza sonucu kaybeden ve sonra sözkonusu ülkeye petrol danışmanı olarak seçilen Woodman.. Başka cephelerden birinde, yıllanmış ve acılaşmış, ama hala görev bilincine sahip bir CIA ajanı var. Yalanlara muhatap olduğunu ve yalnız bırakıldığını anlayan...Öte yanda, eline ölümcül bir füze geçiren bir Mısır prensi ve onun tehlikeli çabaları, körfezdeki yeni dengeler sonucu işlerini kaybeden çoğu Pakistanlı işçiler ve onların, Mısırlı'nın kanatları altında birer törorist olmaya doğru gidişlerinin öyküsü var. Filmin afişinde 'herşey birbirine bağlı' cümlesi yer alıyor. Bu görkemli siyasal sinema örneğinin en büyük erdemi bu... Karmaşık, adeta 'puzzle' gibi oluşturulmuş bir yapı içinde, dünyamızın dört bir yanında olup biten ve haberlerini hergün dalgın bir gözle izlediğimiz olayların arasındaki bağları anlatıyor. Böylece körfezde olup bitenlerle Washington kulislerinin, Arap ülkelerindeki yoksullukla canlı bombaların, klasik ajan öyküleriyle Doğu usülü saltanat sorunlarının, nedeni bilinmeyen suikastlerlerle nedeni bilinen büyük rüşvetlerin ne denli içiçe olduğu ortaya.çıkıyor. Oyun oynanıyor ve bizler, medya aracılığıyla, onun kırık-dökük yansımalarını izliyor, ama bütünü birtürlü kuramıyoruz.
CLOONEY OSCAR'I HAKETMİŞ Ve bu güzel, cesur ve önemli film, kendisini soylu bir polisiye gibi izletirken, işte bu bütünü kurmamızı ve en azından petrol çevresinde olup bitenler hakkında genel bir fikir edinmemizi sağlıyor. Sonuç: gerçekten ürpertici bir öykü, şaşırtıcı bir film. Böyle bir filmin, hem de herşeyin arkasında ipleri elinde tutan ABD gibi bir ülkeden çıkıp gelmesiyse, asıl gerçek sürpriz. George Clooney'in bence Oscar'ını hak ettiği de söylenmeli. 20 kilo almaktan Arapça öğrenmeye kadar rolün gerektirdiği herşeyi yapmış adam. Daha ne olsun?
SYRIANA * * * * Yönetim ve senaryo: Stephen Gagan Görüntü: Robert Elswit/ Müzik: Alexandre Desplat Oyuncular: Matt Damon, George Clooney, JeffreyWright, Chris Cooper, William Hurt, Mazhar Münir, Tim Blake Nelson, Amanda Peet, Christopher Plummer, Alexander Siddig/ Warner Bros yapımı.
|