Eş durumundan...

Biri türban takıyor, öteki başı açık namaz kılıyor. Hepsi mertçe çıkıp 'ben buyum' diyor.Yanar döner değiller yani. Ne oluyorsa yine o kadınlara oluyor

Boşanmak ya da boşanmamak işte bütün mesele...Türkiye bir haftadır Takvim Gazetesi'nin görüntülediği cemaati konuşuyor. Namazı başı açık kılan kadınların olduğu cemaat. Bu "Aykırı sayılan ibadet" Beyza Zapsu'nun başına patladı. Eş durumundan. En sevmediğim tanımlama işte, eş durumundan... Beyza Zapsu AK Parti kurucularından milletvekili ve danışman Cuneyd Zapsu'nun karısı olmasaydı... Muhtemelen biz hala aynı cemaatten o manken kızcağızı tartışıyor olacaktık. Yalan mı? Beni olayda en çok rahatsız eden Cüneyd Zapsu'nun sözleriydi. "Ya partiden istifa edeceğim ya da karımı boşayacağım." Parti kısmını politika yazarlarına bırakıyorum. İstifa etmeli mi, kalmalı mı bilemem. Ama karısı hakkında söyledikleri son derece rahatsız edici. Bir adam karısının bir gün boyunca ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü, örneğin öğle yemeğini kiminle yediğini eğer fazla dikkatli değilse bilmeyebilir. İlgilenmemiştir. Çoğu evlilik de böyle zaten. Üstelik taraflardan birinin işleri fazlasıyla yoğunsa bu kopukluk katlanır. Peki ama muhafazakar bir partinin kurucusu konumundaki bir adam, karısının başı açık namaz kıldığını, ibadete yeni bir yorum getiren anlayışla ilgilendiğini bilmez mi? Bilmiyor diyelim. Yine de başı dik bir şekilde karısına sahip çıkması gerekir. Ortada bir suç mu var? Karısı ona ihanet mi etti? Yoo. Sadece farklı bir ibadet gerçekleştirdi. Kendinden son derece emin "Karımın arkasındayım" açıklaması yapması daha uygun değil miydi sizce? Peki ya karısının bu ibadetinden haberi varsa? Bu seçeneğe inanırsam kötü niyetli gözükeceğim, biliyorum. Ama bu şıkkı da unutmamak lazım. O zaman yakışır mı "Ya boşayacağım ya istifa edeceğim" açıklaması? Demezler mi "Bu mudur evlilik kurumuna saygı" diye.