|
|
Ben Zehra'dan yanayım
Medyaya bakarsanız, bütün hikaye üç kişi arasında dönüyor sanki. Herkes, bir aşk üçgeni yakalamış olmanın iştahı içinde. Bazıları, 'maço' (ağır abi, sert erkek) görüntüsü yakıştırdıkları Kaya Çilingiroğlu'na vuruyor. Bazıları 'kötü kadın Müzeyyen rolü'nü biçmeye çalıştıkları Feraye Tanyolaç'a. Hülya Avşar Hanım da bu konularda sessiz kalayım; işimle gazete ve dergilere konu olayım demiyor. Şimdilerde daha çok 'Eski kocasıyla beraberliğini, hatta onun sevgilisi ve doğacak bebekle ilgili üçlü-dörtlü bir yaşamı meşrulaştırma çabası' ile gündeme geliyor. Bu arada Zehra ne oluyor? Mutlaka TV'lerden, yazılı basından annesi, babası, müstakbel kardeşinin annesi ile ilgili haberleri izliyordur. Bu haberler Zehra'nın algısında nasıl bir tahribat yaratıyor? Bu tahribat 20'li yaşlarında Zehra'nın davranış biçimlerini ve dünya duruşunu nasıl etkileyecek? Merak etmeyin, medyanın yaratmaya çalıştığı üçgenin içindekilere hiçbir şey olmayacak. Onlar için hayat devam edecek. Ama Zehra için artık her şey farklı olacak. O farklılık içinde Zehra adına olumsuz bir şeyler olacaksa ve genç kızlık çağında bazı durumların içinden çıkamayacaksa, bunun sorumlusu hepimiz olacağız. Hem üçgenin içindekiler, hem de dışındakiler...
|