|
|
AK Parti'de 'Politbüro' uygulaması
Türkiye'deki siyasi partilerin değişmez ortak özelliği, 'parti içi demokrasi'ye sahip olmamaları. Bu gerçeğe rağmen parti yetkilileri kürsüye çıktığında şu 'yalanı' söylemeden edemiyor: "Parti kongrelerimiz demokrasi şenliği havasında geçiyor" Dün AK Parti İstanbul Bakırköy İlçe Kongresi yapıldı. Orada bir kez daha bu yalana tanık oldum. Çünkü ortada ne 'şenlik' vardı, ne de 'demokrasi.' Peki ne vardı? Öncelikle şunu söylemekte yarar var: O kongre salonunda yaşananları gördüğümde, kulislerde konuşulanları duyduğumda, olanları izlediğimde ortaya çıkan manzara düşündürücüydü. Çünkü parti içinde 'demokrasi' değil, 'korku' ve 'çıkar hesapları' vardı. Şu olanlara bir bakın. Bir gün önce bu kongrede iki adayın çıkması netleşmişti. Biri mevcut ilçe başkanı Emine Nalbantoğlu diğeri de Mahmut Gürcan'dı. Ne oldu dersiniz? Son gece devreye Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu girdi. Gece geç saatlere kadar süren toplantıdan sonra iki adayın da çekilmesine, il yönetim kurulu üyesi Pelin Şahin'in tek aday olarak seçime girmesine karar verildi. Parti içi demokrasiye bakın! Her şey iki kişinin dudakları arasında. Tıpkı bir zamanlar Sovyetler Birliği'ni yöneten Komünist Parti'nin 'Politbürosu' gibi. Parti tabanı bu dayatma karşısında adeta şoke oldu. Adaylar ve ekipleri gece yarılarına kadar bu karar karşısında ne yapacaklarını tartıştı. Karşılaştıkları durum demokrasi adına utanç vericiydi. Kongre başladığında Mahmut Gürcan partililerin deyimiyle 'siyasi gelecek korkusuyla' adaylıktan çekildi. Oysa iki gece önce 300 delegeyle yemekler yenmiş ve ortak karar alınmıştı. Kadın aday Emine Nalbantoğlu daha cesurdu. Kürsüye çıktı, adaylıktan çekildiğini ancak liste çıkaracağını söyledi. Bu açıklama 'Politbüro' üyelerini şaşkına çevirdi ve adeta olağanüstü hal ilan edildi. Daha sonra devreye bir dönem İstanbul Üniversitesi'nde 'Türbanlı kızlara' uygulanan 'ikna odaları' yöntemi girdi. Parti içindeki farklılıklara tahammül edemeyenler, bu kez lobilerde, otel odalarında gruplar halinde fısıldaşarak 'ikna' çabalarını sürdürdü. Doğrusu niye bu çaba diye düşünmeden edemedim. Demokrasi kaygısı mı, yoksa koltuk kavgası mı? İlk kez bir AK Parti kongresinin, 'polis müdahalesi'yle iptal edilmesi bir tek şeye işaret ediyor; bu mücadelenin amacı düpedüz koltuk kavgası! Bu manzarayı görünce, yıllardır parti içi demokrasi nedeniyle en sert eleştirilere maruz kalan CHP'ye büyük haksızlık yapıldığını fark ettim. Ve aklıma yıllar öncenin o ünlü reklamı takıldı: "Yok aslında birbirimizden farkımız. Ama biz Osmanlı Bankasıyız'
|