|
|
Beyza'nın Kadınları...
Ben sevdim 'Beyza'nın Kadınları'nı. Salı günkü galadan sonra izlenimlerimi sıcağı sıcağına Yeni Asır'a azdım. Bu köşede de özetlersem; Türk sinemasının eli yüzü düzgün, en başarılı polisiye ve gerilim filmlerinden biri, hatta ilki diyebilirim. Amerikan sinemasında bol bol örneğini izlediğimiz seri cinayetleri ve bu cinayetleri çözmeye çalışan polis ve uzmanların hikayesini anlatıyor. Senaryo iyi. Yönetim iyi. Mustafa Altıoklar'ın en sevdiğim filmlerinden. Kurgu iyi. Çekimler, dekor, görüntüler iyi. Aksayan bir şey yok yani. Bir-iki örnek dışında gereksiz uzun sahneler yok. Abartı hiç yok. Film akıp gidiyor. Merakla sonunu bekliyorsunuz. Tek kusuru biraz uzun olması... Gala nedeniyle hiç ara verilmeden izledik filmi; yine de sıkılmadık. Hatta seyircilerin büyük bir bölümü koltuklarından sigara içmek için bile kalkmadı. Ama biraz daha kısa olsa mükemmel olacaktı. Oyunculara gelince... Filmin esas oyuncusu Demet Evgar. Tek kelimeyle oyuncu... Dört farklı kadına bölünen Beyza'yı mimikleriyle, sesiyle, davranışlarıyla öyle mükemmel oynuyor ki; benim gözümde Oscar'ı hak ediyor! Avrupa Yakası'ndan tanıdığımız Levent Üzümcü de yeni neslin başarılı oyuncularından. Hem yakışıklı, hem iyi bir oyuncu... Dram da oynuyor, vazgeçilmez oynuyor, komedi de... Romantik komedi filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu olabilir. Tamer Karadağlı ise artık oyunculuğunu kanıtladı. O artık Türk sinemasının ve televizyon dizilerinin vazgeçilmez 'taş fırın erkeği'. Tatlı-sert erkeği başarıyla oynuyor. Kimi zaman komik, kimi zaman agresif, kimi zaman duygusal. Komiser Fatih rolüyle aksiyon filmlerine çok yakıştığını da söylemek lazım... Yani o bizim yerli Robert de Niro, Jean Reno ya da Bruce Willis'imiz... Dünün küçük yıldızı Mine Çayıroğlu da başarılı bir performans çıkarıyor...
|