Haçlı Seferleri ve sonuçları
Haçlı Seferleri'nin gizi görünen amacında değil, gizli hedefinde yatar. Bu ilk Haçlı Seferleri için olduğu kadar, günümüzdekiler için de geçerlidir. İlk Haçlı Seferleri aslında Kudüs'e yönelik değildir. Dönemin hakim unsuru feodalitenin gücünü azaltmaya ve Avrupa'da yeni bir toplumun temellerini atmaya yönelik girişimdir. Papalığın, ruhani liderlik yanında dünyevi gücü de elde etme yolundaki en önemli çabalarından biri budur çünkü Papalığa bağlı silahlı bir güç oluşturmaktadır. Ama Haçlı Seferleri'nin İslam dünyasında da önemli etkileri oldu. Bunların başında Sunni İslam'ın gelişimi ve İslam dünyasının merkezinin Irak ve İran'dan Suriye ve Mısır'a kayması gelir. Bu dönemde Bağdat, Moğol istilalarına rağmen İslam'ın merkezi olma rolünü sürdürüyordu. Ancak Haçlılar'ın aniden ortaya çıkışı onlarla doğrudan temasa giren bu bölgeleri daha önemli hale getirdi. Bunun sonucunda önce Eyyübiler, ardından Memlükler Sunni İslam'a dayanan yeni imparatorluklar olarak tarih sahnesine çıktılar. Haçlı Seferleri'nin bir başka sonucu, Kudüs'ün Müslümanların gözünde yeniden değer kazanmasıydı. Gazali'nin Kudüs'e yerleşip çalışmalarını burada sürdürmeye başlamasıyla kent Müslüman dünyasında yeniden önemli hale gelmişti. Ancak, Haçlılar'ın bu kente olan tutkusu ve Kudüs'ü kendilerine başkent yapmaları Müslümanların şehre yönelik aşkını alevlendirdi. Kudüs o günden itibaren Müslümanlar için saygı ve hac yeri olarak önemli kent niteliğini korudu. Haçlı Seferleri'nin son ve en önemli etkisi ise, Cihad uygulaması ve ideolojisinde ifadesini bulan askeri ruhu canlandırması oldu. İlk Arap fetihlerinin ardından, sınırdaki istikrar ve zamanın etkisiyle, Cihad kavramı unutulmaya yüz tutmuştu. Özellikle Orta Asya'da ise militan bir Cihad ruhu yaşamaktaydı. Ancak Cihad fikri Müslüman düşüncede her zaman önemli bir yer tutmaktaydı. Haçlı Seferleri, bu kavramın yeniden canlanmasına yol açtı. Haçlılar'ın Suriye'ye ulaşmasının üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra Suriye'de Cihad'ın gerekliliği ve yararları üzerine bir tez yayınlandı. Üstelik Haçlılar'ın camileri kiliseye çevirmesi, Müslüman değerlere açıktan saldırısı gibi eylemleri bu kez Cihad'a daha da farklı bir anlam kattı. Cihad ruhu, yöneticilerle ulema arasında yeni bir işbirliği yarattı. Bugün İslam coğrafyası yeni bir işgalin sancılarını yaşıyor. Başkan Bush'un tabiriyle, bu yeni bir Haçlı Seferi. Açıklanan hedefi, bölgeye demokrasi getirmekti ama bu iddiaya bugün çocuklar bile gülüyor. Son seferin hedefinin enerji kaynak ve koridorlarının denetimi, bölge pazarlarını Batı'nın şirketlerini açmak olduğu çok net ortada. Ama ilkinde olduğu gibi, bunun da İslam dünyasındaki yansımaları farklı sonuçlara yol açtı. Birincisi İslam'ın ağırlık merkezini yeniden Irak ve İran'a döndürdü. İkincisi, Sunni'lerin Cihad'ı önde görünmesine rağmen Şiiliğe büyük güç kazandırdı. Bu iki önemli gelişimin etkilerini ve sonuçlarını ise önümüzdeki dönemde hep birlikte yaşayıp göreceğiz. NOT: Bu yazıyı yazarken Jonathan Berkey'in "The Formation of Islam" adlı eserinden yayınlandım.
|