| |
Lula'dan Baykal'a
"Sol söylemlerin liberal potada eritilerek, ulusalcı anlayışla hayata geçirilmesi ve ülkedeki her kesimden takdir görmesi, iyi analiz edilmesi gereken bir yaklaşım." AK Partili Turhan Çömez, Baykal'a gönderdiği Brezilya raporunda Lula yönetimini böyle anlattı. Bu tanım Baykal'a yabancı değil.
"Kağıt üstünde aklandınız ama vicdanlarda hayır" diye seslendiği mektubuyla Unakıtan'ı CHP'nin üç gensorusundan daha derinden sarsan AK Partili Turhan Çömez bir mektup da Baykal'a gönderdi. Konusu: Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula Da Silva'nın başarı öyküsü. Solcu iktidarın icraatından çok etkilendiği anlaşılan Çömez, Lula'yı şöyle özetliyor: "Herkese kucak açan, tüm ülkeyi bağrına basan, halkla içiçe olan, halkın taleplerini ön planda tutan, sürekli değişim ve gelişimi ilke kabul eden, bilgi ve yeteneğe değer veren..." Çömez'in "Bizdeki sol partiler bu değişimi çok iyi anlamalılar" diye ifade ettiği Lula 2002 seçimlerinde iktidara gelince, halka 8 taahhütte bulundu. * Ekonomik büyüme: Brezilya üç yıldır yüzde 5'lerde seyreden büyüme hızı yakaladı. Lula büyümeyi yalnızca enflasyon, faiz, kur ve vergi gibi klasik araçlara dayandırmadı. Ayrıca dar gelirli ve yoksul kesime yönelik krediler, tarımda aile işletmelerinin finansmanı gibi sosyal önlemleri de devreye soktu. * Sosyal politikalar : İstihdam dostu büyümeyi hedef aldı. 3 yılda 3.5 milyon iş yarattı. * Adil paylaşım: "Sıfır açlık" programıyla yoksulluk sınırı altındaki 9 milyon aileye, kaynak aktardı. İki şartla: Çocuklarını okula gönderecekler ve aşılatacaklar. Bu kesimin geliri üç yılda yüzde 50 arış gösterdi. Ayrıca asgari ücreti düzenli olarak yükseltti, ücretlilerin gelir vergisini indirdi. * Daha insanca düzen: Yoksulları yardım bağımlılığından üreticiliğe dönüştürmek için 30'u aşkın sosyal politika devreye soktu.
Tanıdık bir reçete * Sivil toplumu güçlendirmek: Hükümet politikalarının oluşum, uygulama ve denetiminde sivil toplumun katkısını önemsedi. Futboldan örnek verdi: "Bizimki gibi bir hükümetin görüşüne göre, sivil toplumun tribünlerde oturması kabul edilemez. Çünkü muhafazakar seçkinler tribünlerde değil, sahadalar..." * Devletin kamusal rolünü pekiştirmek: Kamu bankalarının özel sektör zihniyetiyle çalışmasına son verdi, onları sosyal politikalarının aracına dönüştürdü. * Yolsuzlukla mücadele: Yalnızca yolsuzluk yapanların peşine düşmekle yetinmedi, merkezden en uca kadar yönetimin tüm birimlerine şeffaflık getirmeye çalıştı. Bugün sadece bakanlıkların değil, en küçük belediyelerin bile tüm hesapları, fonları nerelerde ve nasıl değerlendirdikleri halk denetiminde. Çünkü hepsi internete aktarıldı. * Ulusal egemenliği yeniden kazanmak: Brezilya'nın IMF'ye borcunu vadesinden önce kapatıp, politikalarına müdahalesine son verdi. Ancak IMF'nin tavsiyelerini reddetmedi, bugün de etmiyor. Ayrıca Brezilya'ya yeni dünya düzeninde hak ettiği yeri kazandırmak için uğraştı: BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üyelik, Dünya Ticaret Örgütü'nde ağırlık merkezi olma girişimleri gibi. Çömez tüm bunları "Sol söylemlerin liberal potada eritilerek ulusalcı anlayışla hayata geçirilmesi" diye özetliyor ve CHP'ye değerlendirmesi önerisinde bulunuyor. O öneri Çömez'den çok önce Baykal'a yapıldı. Kemal Derviş tarafından. "Liberal-sosyal sentez" adıyla. Şöyle anlatmıştı: "Piyasa ekonomisinde sosyal görevini yerine getiren küçük ama güçlü bir devlet olmalı. Buna özgürlükçü sosyal sentez de denebilir. Atatürkçülük'le çağdaş sosyal demokratlığı sentez yapıp yeni bir sol anlayış ortaya koymalıyız." Derviş'in önerisini Baykal ve arkadaşları o zaman "Genlerimize aykırı" diye reddettiler. CHP'nin çizgisinde ve politikalarında değişiklik ya da açılım olmadığına göre, herhalde bugün de aynı görüşteler. Hayırlı olsun.
|