Vicdandaki gensoru
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan dün kendini ve çocuklarını savundu. Savunmalarında "haklılık" olabilir. Ama "ahlaki" olarak savunulabilir mi? "Kızım Vodafone ile iş yapmadı" diyor. Bu olayı biz ortaya çıkarmıştık ve "Vodafone ile iş yaptı" demedik ki! "Telsim Genel Müdürü'ne gitti, bilgisayar satmaya çalıştı" dedik. Telsim Genel Müdürü doğruladı, Unakıtan'ın kızı yalanladı. Daha sonra bizim yazdığımızın doğru olduğu kanıtlandı. Madem Zeynep Hanım'ın yaptığında bir "yamukluk" yoktu, neden yalanlama ihtiyacı hissetti. Demek ki, kendi de ortada "etik dışı" bir durum olduğunu biliyordu. Devlet kontrolündeki bir şirkete ve kendisine bağlı özelleştirme aşamasındaki bir başka şirkete Maliye Bakanı'nın kızı sıfatıyla mal satmaya çalışmak doğru mu? Bu satıştan elde etmeyi düşündükleri kar, bu işin ortaya çıkmasıyla kendilerine gelen zararı karşılıyor mu? Maliye Bakanı dün Meclis'teki oylamada yine kendini akladı. Peki ya vicdanlardaki oylamalarda durum ne? Bunu önemsiyor mu acaba!
|