| |
Baykal: Başarısız darbe... Erken doğum
Türkiye günlerce "Şemdinli'yi" konuştu... Yine günlerce "Van savcısını." Savcının "iddianamesini." Konuşulmayan bir şey kalmadı, artık "başka şeye" bakalım derken... Dün Deniz Baykal şöyle dedi: - Şemdinli'nin bir de konuşulmayan boyutu var. - Nedir? - Aynı amaca yönelik olarak çalışması gereken devlet kurumlarının çekişmesi.
Deniz Baykal: - Üstelik gizlice değil, açıktan sürtüşüyorlar... Kurumlar belli... Bu, terörle mücadelede büyük zafiyet... Ciddi bir devlet zafiyetinden söz ediyorum.
Konu "terörle mücadele" ise... Konuşan "ana muhalefetin lideri" ise... Ve söylem "devlet zaafı" ise... Deniz Baykal'ı "felaket tellalı" falan diye suçlamak değil, oturup dinlemek gerek. Dün biz dinledik. Deniz bey "önümüzdeki süreçte yaşanabilecek sorunları, güvenlik güçlerini yönetmede ve devleti işletmede doğabilecek zorlukları" uzun uzun anlattı.
Hazır konuşmuşken Deniz beye "malum konuyu" da açtık: - Sayın Baykal, sizin "darbe" lafınız ağır olmadı mı? Baykal gibi "darbe sonucu Zincirbozan'da ikamete mecbur edilen" deneyimli bir siyasetçi "bu sözü" nasıl ağzına alabilir? İşte Baykal'ın yanıtı:
Başbakan'ın bizzat kendisi bir tertip var demiyor mu? Nedir bu tertip? Kim yapıyor, kime karşı yapıyor? Başbakan, ortada karanlık bir tertip olduğundan, bunu ordu ile birlikte çözmekten bahsediyor. Biliyorum, darbe hoş olmayan bir laf. Ama hoş olmayan da bir gerçek var. Bunun adını koymaktan neden kaçıyorlar?
Deniz Baykal'a göre "bazı kısa devreler" var. "Tezgahlar" var. "30 Ağustos'la ilgili, siyasi altyapı hazırlıkları" var. Deniz bey "bunları" söylüyor ve ekliyor: - Ben "darbe" demekle, oynanan oyunu teşhir ettim... Hepsi o kadar.
Deniz Baykal: - Başbakan'ın "Silahlı Kuvvetler bu konuyu kendi içinde çözecek" sözü çok önemli... Başbakan bunu söylemek zorunda kaldı... Başbakan, 30 Ağustos'tan 5 ay önce, 30 Ağustos için söz söyleme mecburiyetini hissetti. Deniz Baykal'a göre "darbe başarısız kaldı." "Düşük doğum oldu." Biliyoruz bunlar "çok ağır sözler." Deniz bey de "sözlerinin ağırlığının" farkında. Ama hala ısrarlı: - Asker darbe yapmak için tankla, tüfekle yola çıkar... Ama birileri de çarpıtmayla, tertiple, sözde hukukçuyla, dedikoduyla yola çıktılar... Örnek mi istiyorsunuz... Anlatayım da dinleyin.
Siyaset bir "kavgadır." "İktidar mücadelesidir." Ama aynı zamanda "uzlaşıdır, barıştır." Tayyip bey ile Deniz beyin "siyaseten çatışmasına" kimsenin söyleyeceği bir şey olamaz. Ama "tertip" ya da "darbe" gibi bir şey zihinlerden geçiyor ve seslendiriliyorsa... Oturup, konuşmalılar. En azından Deniz bey "bize anlattıklarını" devletin yöneticilerine de anlatmalı.
|