Aykırı komisyon...
Van Savcısı'nın, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkındaki suçlamalarının yarattığı krizi, asıl merkezinde aramak gerekir... Krizin merkezi; Meclis Şemdinli Araştırma Komisyonu'ndan başkası değil... Hemen belirtelim; Komisyon'un kuruluşu, çalışma yöntemi, hem Anayasa'ya hem de Meclis İç Tüzüğü'ne aykırı... Anayasa'ya aykırılığından başlarsak... Komisyonun kurulduğu ilk gün, Anayasa'nın 138'inci maddesine aykırı işlem yapıldığı, başta Adalet Bakanı Cemil Çiçek olmak üzere birçok milletvekili tarafından vurgulandı. Çiçek, dün de kararlılığını korudu. Şemdinli olaylarının yargıya intikal ettiğini belirtip, bir ay önceki gibi Meclis'e Anayasa'nın 138'inci maddesinin şu hükmünü hatırlattı: "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz..." Uyarılara rağmen, Anayasa'nın emredici hükmü ihlal edildi... İtirazlara, şu gerekçeyle karşılık verildi: "Soruşturma Komisyonu kurmuyoruz ki, Araştırma Komisyonu oluşturuyoruz..."
Gizlilik kararı Aykırılıklar bununla kalmadı. Komisyon, oybirliği ile "Çalışmalarımızı gizlilik kuralı içinde yürüteceğiz" kararı aldı. Buna göre, Araştırma Komisyonu, raporunu hazırlayıp Meclis Başkanı'na sununcaya kadar, dışarı herhangi bir bilgi sızdırılmayacaktı. Hatta üyeleri dahi Komisyon'a cep telefonlarını kapıdaki görevliye teslim ederek girdi. Kural değişmedi, geçmiş yıllarda görev yapan komisyonlardaki gibi, içerde ne konuşulduysa aynen dışarı aktarıldı. Komisyona "bilgi verenlerin", rapora girmesi kesin olmayan sözlerinin metinleri elden ele dolaştı. Daha ilerisi, Soruşturma Komisyonu olmadığı için, "sorguluma yetkisi bulunmayan, sadece çağrılanların bilgisine başvurmakla yetkileri sınırlı olan" Araştırma Komisyonu'nun, gelenlere sorgulama yapar gibi davrandığı da anlaşıldı..
İç Tüzük ihlali Komisyon çalışmalarını sürdürürken Anayasa'yı ikinci kez deldi... Çünkü, Anayasa'nın 98'inci maddesi, "Meclis araştırması belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir" hükmünü taşıyor. TBMM'nin Anayasa'sı olan Meclis İç Tüzüğü'nün araştırma komisyonlarının çalışmalarını düzenleyen 104 ve 105'inci maddeleri de çalışma şekillerini belirliyor. Buna göre, Araştırma Komisyonu'nun Meclis için "hizmete özel" görev yapan bir yer olması gerekiyor. Görevi de edindiği bilgilerden yola çıkarak hazırlayacağı Araştırma Komisyonu Raporu'nu, Meclis Genel Kurulu'na sunmakla sınırlandırılıyor. Yani, herhangi bir yere, belge ve bilgi aktarma yetkisine sahip değil. Oysa Van Savcısı, Org. Büyükanıt hakkında hazırladığı iddianamedeki suçlamalara kaynakça olarak, "Meclis Araştırma Komisyonu'na Mehmet Ali Altındağ'ın verdiği bilgileri" gösteriyor.
Üç kez delinince Peki, Altındağ'ın, doğruluğu tartışmalı, Komisyon Raporu'na girip girmeyeceği dahi belli olmayan sözlerini içeren belgeyi, Van Savcısı'na kim gönderdi? Araştırma Komisyonu Başkanı AK Partili Musa Sıvacıoğlu'nun yanıtı şöyle oldu: "Aralarında Van Savcılığı'nın da bulunduğu o kadar çok yerle yazışma yaptık ki, onların arasında bu da var mıydı bilemiyorum..." Komisyonun CHP'li üyesi Ahmet Ersin'in iddiası ise "Belgenin, Komisyon'un bilgisi dışında Sıvacıoğlu tarafından Van Savcısı'na yollandığı" yönünde... Komisyon'un görev süresi dün bir ay uzatılırken, gelinen noktanın özeti şöyle: Anayasa üç kez delinince kriz çıkıyor...
|