|
|
|
|
Gül: Servis lafı aşırı oldu
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hafta içinde basınla ilgili olarak tepki gören sözleri konusunda, ''ben herhangi bir basın mensubunun herhangi bir maddi çıkar karşılığı veya para karşılığı herhangi bir şey yaptığını düşünmedim de, bunu söylemedim de'' dedi.
Gül, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın daveti üzerine karikatür kriziyle ilgili bir toplantıya katılmak üzere Katar'ın başkenti Doha'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gül, bir gazetecinin ''Türk basınının yabancı
istihbarat örgütleri ve diplomatların manipülasyonuna açık olduğu yönündeki sözleriniz tepki çekti. Bu sözlere açıklık getirecek minisiz?'' şeklindeki sorusunu, şöyle yanıtladı:
''Ben herhangi bir basın mensubunun herhangi bir maddi çıkar karşılığı veya para karşılığı herhangi bir şey yaptığını düşünmedim de, bunu söylemedim de. Belki bu bağlamda 'servis' sözünün yanlış anlamalara müsait olduğunu görüyorum. O bakımdan onu orada aşırı bir söz olarak görüyorum.''
(AA)
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ayrıca, ''hiç kimsenin beni basın düşmanı falan diye itham etmeye hakkı yok. Bugünkü basının bu kadar özgür olmasına katkısı olan bir insanım. Bunu daha da çok devam ettireceğim'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ''Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün sağlamlaşması için ne gerekirse yapmaya devam edeceklerini, ancak basının da kendi oto kontrol mekanizmasını geliştirmesi gerektiğini'' söyledi.
Gül, bir gazetecinin, ''geçen hafta içinde bir televizyon kanalında yaptığınız açıklamada, Türk basının yabancı istihbarat örgütlerinin ve diplomatların yönlendirmesine açık olduğunu söylediniz ve büyük bir tepki çekti. Bu sözlerinize açıklık getirecek misiniz?'' şeklindeki sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''Öncelikle şunu söylemek isterim, ben herhangi bir gazetecinin ya da herhangi bir basın mensubunun, herhangi bir maddi çıkar karşılığı ya da para karşılığı herhangi bir şey yaptığını düşünmedim de, bunu söylemedim de. Belki bu bağlamda 'servis' sözünün yanlış anlamalara müsait olduğunu bugün görüyorum, o bakımdan onu orada aşırı bir söz olarak görüyorum.''
''YÖNLENDİRMELERE ÇOK AÇIK OLDUĞUMUZ DA GAYET AÇIK''
Gül, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Yalnız bütün toplum olarak yönlendirmelere çok açık olduğumuz da gayet açık. Bunun da işaretleri çok ortadadır. Bazen Türkiye'nin çıkarları, bazen Türkiye'nin geleceği düşünülmeden, reyting uğruna, birkaç bin daha fazla satma uğruna nelerin yazılıp çizildiğine hep beraber şahidiz. Gönül ister ki, basın dünyamız kendi içerisinde özgürce bir oto kontrol mekanizması geliştirir, kendi içerisinde, etik değerlerde ve bazı prensiplerde mutabakata varır, hiç kimsenin müdahalesine fırsat vermeyecek, herhangi bir, hatta yazılı, kanuni bir mecburiyete fırsat vermeyecek şekilde, gelişmiş demokrasilerde, batılı ülkelerde olduğu gibi, kendi etik değerlerini kendisi oluşturur. Ne yazık ki bunda yeteri kadar olgunlaşılamadığı da gayet açık ortadadır.''
''Dolayısıyla ben herhangi bir basın mensubu şöyle para almıştır, şu maddi karşılık karşısında şunları yapmıştır, onu hiç düşünmedim bile'' ifadesini kullanan Gül, ''Ama geçen haftaki Filistin ziyaretiyle ilgili yazılan çizilenlere baktığımızda, kendi diplomatlarımızın verdikleri bilgiye inanmayıp, yabancı diplomatların bilgileriyle hareket etmenin de yanlış olduğu kanaatindeyim'' dedi.
Bunun birçok örnekleri olduğuna işaret eden Gül, ''terör olaylarında da vardır, kuş gribiyle ilgili geçen haftalarda karşılaştığımız olayda da vardır. İşte kuş gribi, bütün Avrupa'da, Fransa'da, açın, Fransız basını meseleye nasıl yaklaşıyor, ele alıyor görün'' diye konuştu.
''TENKİTLERDEN ALINIYOR DEĞİLİM''
Gül, tenkitlerden alınmadığını belirterek, şunları söyledi: ''Dolayısıyla bu konularda bazen yarış, bazen belki ideolojik saplantılar öne çıkabiliyor ve bunun zararını hep beraber görüyoruz. Basın hürriyeti söz konusu olduğunda, şunu burada açıkça söylerim; Türkiye'de demokratikleşmenin, reformların, bu anlamda basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin yayılmasıyla ilgili son senelerde yaptığımız bütün kanunların, meclise getirdiğimiz bütün çalışmaların ve bunların uygulanmasının da arkasındaki en önemli kişilerden biriyim. O açıdan basının tenkitlerinden rahatsız oluyor diye, hiçbir zaman böyle bir duygum yoktur. Ve şuna inanıyorum ki; özgür basın ancak toplumu kontrol eder ve özgür basın ancak kamu adına değerli hizmetler yapabilir.
Dolayısıyla tenkitlerden, eleştirilerden hiçbir zaman alınıyor değilim ben. Zaman zaman onlardan faydalandığımızı da açık bir şekilde söylüyorum. Ama herkesin tabii kendisine de bir bakması gerekir. O açıdan Türkiye'de basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün sağlamlaşması için daha ne gerekirse bunu yapmaya devam edeceğiz.
Ama bunun sadece kanunlarla olmayacağı da gayet açıktır. Basının da kendi oto kontrol mekanizmasını geliştirip, hiç yazılı olmayan bazı etik prensipler etrafında bütünleşmesi ve kendi kendini kontrol etmesi gerekir diye düşünüyorum. Tabii ki insanların şahsiyetleri çok önemlidir. Bu bakımdan yazılanlar çizilenler, bu çerçeve içinde de gözden geçirilmeli.''
Herhangi bir gazetecinin herhangi bir maddi çıkar ya da para karşılığı herhangi bir şey yaptığını düşünmediğini ve böyle bir şey de ifade etmediğini yineleyen Gül, ''(Servis) lafının yanlış anlamalara yol açabileceğini bugün görüyorum. O bakımdan o cümlenin, yani en azından o kelimenin doğru olmadığını burada ifade ediyorum açıkça'' dedi.
Dışişleri Bakanı Gül, basınla ilgili sözlerine gazeteci örgütlerinin tepkisine ilişkin bir soruyu da, ''Onunla ilgili söyleyeceğim bu kadar. O bakımdan, hiç kimsenin beni 'basın düşmanı' falan diye itham etmeye de hakkı yok. Bugün basının bu kadar özgür olmasına katkısı olan bir insanım ve bunu daha da çok devam ettireceğim. O bakımdan herkesin üstüne düşen görevler var. Bunu hatırlatmakla yetiniyorum sadece'' diye yanıtladı.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|