kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Avrupa Topluluğu'nun salyangozu hamburgere karşı
Avrupa Topluluğu'nun salyangozu hamburgere karşı


Bu iki derneğin ismini iyi öğrenin. 'Slow Food' sizlere dünyanın hangi ücra köşesinde hangi nadide lezzet üretiliyor diye anlatırken 'Foodwatch' yiyecek içecek sektöründeki sahtekarlıkları sergiliyor.

Birdenbire dünyanın gündemi yiyecek içecek oldu. Sanırsınız! Geçen hafta dünyanın en önde gelen gazete ve dergilerinden The Wall Street Journal ve Der Spiegel sanki sözleşmişcesine sayfalar dolusu yiyecek içecek mutfak kültürü araştırmaları, özel ilaveleri yayımladılar. Hiç düşündünüz mü? Bunu neye borçluyuz? Birlikte düşünelim. İşin güzel tarafından başlarsak: Yiyecek ve içecek, mutfak kültürü insanoğlunun günlük hayatının en önemli gündem maddelerinden birisi. Belki de önde geleni! Öyle ya; şöyle bir sıralama yapsanız, hemen teslim edeceksiniz. Hatta yegane vazgeçilmez olanı. Şimdi hal böyle iken, üstelik artan küresel iletişim ile yeryüzünün habersiz kalmadığımız ücra bir köşesi kalmamışken! İnsanların giderek daha büyük bir ilgi ile daha iyiye, daha güzele heves etmeleri şaşırtıcı mıdır? Daha 100 yıl önce aristokrasinin uhdesinde bulunan bu tarz incelikler her geçen gün kitleler tarafından keşfolunup talep olunmuyor mu? Belki de yüksek kültürün demokratikleşmesi, kitlelerce talep olunur olmasına sevinmeliyiz!

BÜTÜN DÜNYAYA YAYILDI
Peki bunun sonuçları nedir? İki türlü sonucu var. İlki fiyatların tırmanışı. Sınırlı sayıda üretilen bir meta ve giderek artan bir talep ne doğurur? Bu hoş olmasa bile anlaşılabilir bir gelişme. Gelelim işin tatsız tarafına! Yiyecek içecek sektörü her türlü alavera dalaveranın rahatlıkla boy gösterdiği, cirit attığı bir alan haline dönüştü. Neden? Arz aynı, talep büyüyor, ondan! Geçen hafta sözünü ettiğimiz yayınlardan birisi de Der Spiegel'de çıktı: "Die Schlacht der Schnecken" yani " Salyangozların Muhaberesi". Etraflı yazı ilgi çekici bir çarpıcılıkla aynı hedefe kitlenmiş farklı dünyaları da aktarmakta idi. Bunlardan birisi "Slow Food" diğeri ise "Foodwatch"! Peki nedir bu teşkilatlar, onu da anlatalım. "Slow Food " İtalya menşeli bir gourmetler topluluğu. İlk önce İtalya'ya bile şaşırtıcı bir şekilde hakim olan Fast Food'a karşı kurulmuş. Yani orada hızlı tıkınma varsa, bizim de tadını çıkararak oturacağımız huzur ve lezzet dolu sofralarımız var diye. Kendilerine logo olarak salyangozu seçmişler. Elbette işin içinde böyle doğru bir pozisyon ve İtalyalarınki gibi baştan çıkartıcı bir hayat tarzı olunca "Slow Food" İtalya sınırlarında kalmadı. Kısa zamanda bütün dünyaya yayıldı. Bizde de muhtelif şekilde mevcutlar. Her yıl elbette İtalya'da çünkü bu işte şovenlik esastır, devasa toplantılar düzenleniyor: Fuarlar, sergiler. Dünya ölçeğinde! Bunların yararlı etkileri de tartışılmaz. Örneğin Türkiye'de de nadir bir balın üretimi için Macerel'e destek verdiler. Sonra geçtiğimiz yıl Dalyan'daki balık yumurtası üretimine de projektör tutuldu.

YİYECEK İÇECEK BEKÇİNİZ
İşte Slow Food bu. Bir şey daha. Geçtiğimiz sene İtalyan hükümetinin daveti üzerine gittiğim Torino'da kurulan çok güzel bir okulu ziyaret ettim. Okulun yöneticileri programlarını, hedeflerini anlattılar. Bizden de katkıda bulunmamızı istediler: "Gelin burada ders verin, workshop'lara katılın" diye. İşte bu okul da Slow Food etrafında halelenen grup ve kurumlar tarafından kurulmuş ve ihya olunmakta idi. Daha önce de söylemiş idik, tam ayrılacağız, "Bir de Türk öğrencimiz var" dediler. Geldi, tanıştık. Tangör Tan. Nazilli'den. Önce ziraat mühendisi olmuş, ardından İstanbul'da lokantalarda çalışmış. Bütün bunlar yetmeyince kapağı buraya atmış, burslu olarak. Yine geçtiğimiz sene henüz tamamlanmadan Emre Tatari'ye bir mektup vererek yolladık. Şimdi o da aynı okulda. Bugün artık içinde yer aldığımız Avrupa Topluluğu'nun ortak mutfak kültürü emin olun bu ve benzeri okullarda temelleniyor. Bu nedenle oradaki öğrencilerimizi, Cumhuriyetin ilk yıllarında bilgi ve görgülerini arttırsınlar diye yurtdışına yollanıp döndüklerinde Cumhuriyetin Sanayii'ni biçimlendiren akıncılar gibi görüyorum. Gelelim Foodwatch'a. Slow Food sizlere dünyanın hangi ücra köşesinde hangi nadide lezzet üretiliyor ya da mevcut diye anlatırken, Foodwatch daha farklı bir kulvarda. Yiyecek içecek sektöründeki sahtekarlıkları sergiliyor. Foodwatch'ın başında 58 yaşında doktora sahibi bir ekonomist var. Thilo Bode. On iki yılı aşkın bir süre uluslararası Greenpeace teşkilatının çevreci program ve aksiyonlarına bütçe oluşturmuş, yön vermiş. Dolayısıyla elinde ciddi bir eylem deneyimi var. Bunun neye tekabül ettiğini de Der Spiegel'den aktaralım. "Foodwatch Mc Donald'ın uluslararası reklam kampanyasını dava etti, şirketin tüketiciden sakladığı ek bazı "maddeleri" açıkladı ve 10 bin euro'luk bir "tazminat" aldı". Bu iki derneğin ismini iyi öğrenin. Gelecekte her geçen gün daha sıklıkla marifetlerini duyacak, günlük hayatımızdaki rollerini izleyeceksiniz. Özellikle Foodwatch'a, yiyecek ve içeceğinizin bekçisine dikkat!
DİĞER GURME HABERLERİ
 Anadolu'nun en şık tatlısı: Aşure
 Taşköprü yerine Çin sarımsağı almayın
 Halk mutfağımızdan sapasağlam tavuk
 Şarapçıların savaşı sektörü ikiye böldü
 Mutfak sanatı üniversiteye girdi
 Peynir şarabın tadını bozar mı?
 Fransız mutfağının bilgi hazinesi
 Türk turizminin genç delikanlısı 50 yaşında
 Ayva tatlısının tam zamanı
 Soros'dan sonra meclis de zeytini keşfetti
 Mutfakları şenlendiren yemek kitapları
 Ziyafetin tadı ertesi gün çıkar
 Yemeklerin cilası pilav
 Fatih'in sevdiği karidesler
 İdeolojinin keskin kılıcı bilimin ışığını söndürdü
 Rejans'ın mutfak sırları kitap oldu
 Avrupa Topluluğu'nda yüz kızartıcı sokaklar
 Mondovino şarabın merkezine seyahat
 Bulgar şarapları patladı
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
    Röportaj
  » Gurme
    İyi Yaşa
Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-1
Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-1
Kişilik analizi ve gelecek tayini yöntemini "İnsanın Pin Kodu" ile...
Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-2
Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-2
Kişilik analizi ve gelecek tayini yöntemini "İnsanın Pin Kodu" ile...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.