Medeniyetler buluşur mu?
Tornada bir ay çalışıyorsun. 200 dolar. Kilisede bir saat takılıyorsun. 100 dolar. Var mı bunun IMF reçetesinde tarifi?
Ramazan değil, sınav dönemi değil... Ama yatırlar dolup taşıyor. Merak ettik, kamera gönderdik. "Mümkünse 4 oda 1 salon ev istiyorum" yazmış kadının biri, yatıra iliştirdiği dilek kağıdına. Sıkboğaz etmiyor yani. "Mümkünse..."
Bir tanesi kimya kitabı sürtüyor mezar taşına. Hayrola abla? "Çocuğum kimya dersinden zorlanıyor da, kitap kolay gelsin diye sürtüyorum." E tut kolundan getir, direkt öğretmeni sürt... "Ayol olur mu öyle şey..." Demek sadece kitap oluyor...
Biri üç sayfa mektup asmış yatırın başucundaki ağaca. Dilek değil, sanırsın dilekçe... Biri de kroki asmış. Restoran açmak istiyor, onun krokisi. Masaların sandalyelerin mutfağın kasanın yeri belirtilmiş tek tek. Temsili müşteri bile var. Yani dolu istiyor dükkanı, eli değmişken yatırın...
İlahiyat profesörleri bin kere söyledi, "günahtır böyle şeyler" diye. Dinleyen yok. Zaten ben de dinlesinler demiyorum, isteyen dinler, isteyen dinlemez. Benim zoruma giden yer başka...
Alt tarafı bir ev istiyor insanlar. Bir diploma. Bir iş. Kimisi de papaz harçlığına razı. Çünkü hayat zor... Gelmiyor iki yaka biraraya...
Ama ne yapıyor bizim büyükler? Medeniyetleri Buluşturmak için mektup yazıyor.
Peki garibanın iki yakasını biraraya getiremeyen, medeniyetleri biraraya getirebilir mi? O mektubu yatır ağacına asarsan, belki...
|