Trabzon'da kriminal olayların tırmanmasının ana nedeni olan son 10 yıldan beri ekonomide kademeli olarak yaşanmakta olan çöküşü dün işlemiştik. Bugün ise 1990'lı yıllarda Trabzon'un önemli kazançlar sağladığı Rusya ile ticaretten tortu olarak kalan fuhuş sektörünün bu bölgede toplumsal dokuda yarattığı tahribat ve kriminal olaylara yaptığı doping üzerinde duracağız. Kentte son bir iki yılda polisiye olaylar öylesine artmış ki, fındık fiyatları bile etkilenmiş, daha fazla düşüş göstermiş. Kriminal olaylarların fiyatları etkilemesini ise kırsal bölgede hemen hemen hiç görülmeyen "fındık hırsızlığının patlaması" sağlıyor.
* Doğu Karadeniz bölgesi dağlık ve dağınık yerleşmeye sahip. Çoğunluk fındık üretimi de kırsal kesimde. Fındıklar toplandıktan sonra harmanlanarak tane haline getiriliyor ve kurutuluyor. Hızsızlık olayı işte fındığın harmandan veya kurutulmuş haliyle evden çalınması şeklinde gerçekleşiyor.
* Genellikle yazı köyde geçirenler okulların açılmasıyla şehirlere ve ilçe merkezlerine iniyor. Geçmiş yıllarda üreticiler fındık fiyatlarının olgunlaşmasını, yükselmesini beklerdi. Bu aynı zamanda arzın piyasaya kontrollü çıkışını sağlar ve fiyat düşüşlerini önlerdi. Ancak son yıllarda hırsızlık olaylarının artmasıyla artık Trabzonlular köylerdeki evlerinde fındığını bırakamaz duruma geldi. Karadeniz'de hemen hemen hiç görülmeyen köyde fındık hırsızlığı son birkaç senede adeta patlama gösterdi.
* Bu hırsızlığa bir önlem olarak "Fındığı emanete bırakma" yöntemi geliştirildi. Harmanda fındığını kurutan ve başında bekleyen üretici, evinde hiç saklamadan tüccara götürüyor. Fındık tartılıyor; bir de randımanı alınıyor.Yani ne kadarı kabuk ne kadarı iç fındık olduğu ölçülüyor. Fiyatlar yüzde 50 randıman üzerine kurulu. Tüccar ile fındığını emanete bırakan arasında bir sözleşme yapılıyor. Üretici istediği zaman emanete bıraktığı fındığının parasını isteyebiliyor. Bu uygulamada evinde bekleteceği fındığı üretici tüccara bırakmış oluyor. Ama temel beklentisi de daha iyi bir fiyattan satmak üzerine kurulu.Yoksa tüccara getirip bıraktığında parasını peşin de isteyebilir.
* Bu yolla yaklaşık 30 bin ton fındığın tüccara emanete bırakıldığı tahmin ediliyor. Bu da, bu yılki 550 bin tonluk rekoltenin yüzde 5.5'ini oluşturuyor. Tüccara bırakılan fındık aynı zamanda onun bir sermayesi haline geliyor. Çünkü üreticinin fındığını geri alması gibi bir seçeneği yok. Sadece istediği zaman o anki fiyat üzerinden parasını alabilir. Bu da, hem tüccarın hem üreticinin fiyata oynamasını beraberinde getiriyor.
* Ancak bu oyunda avantajlı taraf tüccar. Çünkü üreticinin fındığını sermaye yapmış durumda. İstediği fiyattan istediği zaman satabilir. Almış olduğu risk ise fiyat yükselişi. Bu durumda eğer tüccar daha parasını ödemediği fındığı düşük fiyattan satmışsa zarar edecek. Bu tam olarak fındıktan açık pozisyon taşımak anlamına geliyor. Büyük zararlar karşısında tüccarın iflası bile gündeme gelebilir. Dolayısıyla emanete fındık alan tüccar doğal olarak fiyat düşüşüne oynuyor.
* Fiyatı en çok etkileyen unsur elbette üretimin düzeyi. Türkiye dünya pazarının yüzde 80'ini karşıladığı için, fiyat Türkiye'deki rekolteye paralel gidiyor. Ancak fiyatı sadece üretim tarafı veya rekolte belirlemiyor. Talep tarafı yanında fındığın peşin fiyatla alınması da, fiyat üzerinde etkili. Yani arzı piyasaya çıkaran tüccar ve üreticilerin birliği Fiskobirlik'in bu arzı kademeli yapması, fiyatların seyrini etkileyebiliyor. Burada kilit rolde daha çok Fiskobirlik.
* Fiskobirlik de bu yıl fındık alımlarında peşin para ödeyemiyor. O nedenle fiyatlar gevşedi. Geçen yıl fındığın kilosu 7 liradan kapandı. Bu yıl rekolte fazlalığına bağlı olarak ekim ayında 6.2 liradan sezon açıldı. Bu fiyatın kademeli yükseleceği belirtildi. Ama gerçekleşme tersi yönde oldu. Şu anda fındık fiyatı 5 liraya inmiş durumda. Bu da dört aylık sürede artış yerine yüzde 20 oranında düşüş demek.
* Yani fındığını emanete bırakanlar zamanında paralarını alsaydı yüzde 20 daha kârlı çıkacaklardı. Toplamda ise 36 milyonluk bir kayıp söz konusu.
* Buradan hareketle Trabzon'da kriminal olayların artması sadece kentte oturanları maddi ve manevi kayıplara uğratmıyor. Yaklaşık olarak nüfusun yüzde 52'sinin kırsal kesimde yaşadığı ve ana üretimi fındık olan köylüyü de vuruyor. Kenteki kriminal olayların hükümete faturası sadece şehirle sınırlı kalmayabilir; köylüleri de kapsayabilir. Köylerdeki fındık hırsızlığını da yine fuhuş ve uyuşturucuya para sağlama amacının yaygınlaştırdığı belirtiliyor. Sorun da artık sadece kentin değil, fındık yoluyla kırsal kesimin de sorunu. Bu sorunların çözümü için hükümetin yerel düzeyde kararlılığı önemli hale geliyor.
Sonuç "Birşeyinarkasındadurmazsan,önünegelenherşeyinarkasındangidersin"LatinAtasözü