Kızım bir ay boyunca aynı giysiyi giydi!
Kızım neredeyse doğduğu günden beri giyim kuşama meraklı. Kuzulu patiklerini ayağından fırlatarak başladığı serüvenine mama önlüğü takmayı reddederek devam etti. Siz hiç mama önlüğü takmadan çorba içen bir bebek gördünüz mü? Ben de görmedim. Bizimki zaten çorba içmeyi de reddetti. Ardından biraz daha büyüyünce rengi "kızlara uygun olmayan" ya da onun öyle sandığı şeyleri de giymedi. Asla kahverengi bir pantolonu üstüne geçirmedi mesela. Sonra bol olan pantolonları da bir kenara fırlattı; kapüşonlu şeylerden de hiç hoşlanmadı. İki yaşından itibaren kendi kendine külotlu çorabı dahil- giyinmeye başladı ve üç yaşına geldiğinde giysi dolabını kendince bir düzene oturttu. Şimdi dörde yaklaşırken, giymek istediği bütün giysiler (pembeler ve morlar, kimi zaman turuncular) elinin altında ve asla kimsenin ona karışmasına izin vermeden bunları günde yaklaşık yirmi kez giyip çıkararak oyun oynuyor.
ENGEL OLMAK İMKANSIZ Ama bu noktaya kolay gelmedik tabii, kabullenmesi zor oldu. Bizim evde en büyük gerginlikler zamanında, bu meseleden çıktı. Daha 2.5 yaşındayken dışarıda ne giyeceğine karar veremeyeceğini düşündüğümden ve de ona aldığım örneğin sarı bir pantolonu giymesini istediğimden- kıyamet binlerce kez koptu. Gözyaşları içinde elimdeki yeni pantolonu neden istemediğini anlatınca kimi zaman arayı bulup ikimizin de istediği birer parça giysiyle sokağa çıksa da, kimi zaman da benim bütün dolabını yere boşaltıp "gitmiyoruz, vazgeçtim" dediğim noktalara geldik. Bir ay boyunca, uyuyuncaya kadar aynı pembe etek ve onun tabiriyle "yazılı cici"sini giydiği bir zamanı nasıl unutabilirim? Gözlerini açar açmaz onları giydiğini, sokağa da aynı giysiyle çıkmak istediğini... Şimdi dört yaşına geliyor ve bıraktım ne giyerse giysin. Geç oldu ama anladım, hayatını giysiler yönlendiriyor. İşin tuhafı, felaket bir kombinasyon gücü var. Öyle "olmaz" denilecek parçaları bulup buluşturuyor ki aklınız durur. Evdeki malzemeleri de giysilerine takıyor, beline eşarplar doluyor, boynuna kurdeleler takıyor, uzun kolluların üzerine kısaları geçiriyor, daha önce görmediğim bir stil yaratıyor. Anneannesine eteklerini götürüp üstlerine boncuk işlemesini istiyor. Daha da tuhaf olanı, kendi fotoğraflarında da sadece giysilerle ilgileniyor, kimi giysisinin şimdi nerede olduğunu, kimini yazın neyle giyeceğini söyleyip duruyor. Şimdi ben bu çocuğu rahat bırakmayayım da ne yapayım? En fenası, bu konuda bilgisiz bir annesi olması. "Moda"ya yenilik getirmeyi planlayan kızımın bir yol göstericisi yok yani...
SEÇİMİNİ CİDDİYE ALIN Geçenlerde bir kitap okudum, içinde de "Giyim Kuşam Kavgaları" diye bir bölüm olunca iyice ilgimi çekti. Yazar şöyle diyor; "Birlikte dergilere bakarak, kendi giydiklerinizle farklı tarzlara örnek olarak, başkalarının üzerindeki farklı tarzlara dikkat çekerek kendi giyim zevklerini geliştirmelerine yardım edin. Asla giysi seçimlerini alaya almayın. Bu tamamen bir fikir meselesidir ve kendilerine artık güvenemeyeceklerine neden olacak şekilde giyim zevklerinin küçümsenmesi en son ihtiyaç duydukları şeydir. Çocuklarınızın giyim tarzlarında yaratıcı olma arzularını takdir edin ve buna saygı gösterin. Çocuklarınıza yeni giysiler alırken, onların da karara katılmasını sağlayın." Uzmanlara kulak verelim... İlgilenenler için kitabın adı: "Kendi Başına Düşünen Çocuklar Yetiştirmek", Elisa Medhus, Optimist Kitap, 2005
|