| |
|
|
Çınaraltı, Sahaflar ve Bakırcılar Çarşısı
Çınaraltı'nı bilmeyene tarif kolay. İstanbul Üniversitesi'ne karşı komşu Beyazıt Camii var ya. Onun tam yanındaki küçük meydanın ortası Çınaraltı. Adını kenara dikili 500 yıllık bir çınardan alıyor. Yaşlı ağacın dibinde de on yıllardır eski para, tarihi pul, optik malzemesi satanlar var.
Çorba çıksın Daha doğrusu vardı. Şimdi izin verilmiyor orada tezgah açmalarına. Muhitin sembol ismi Avni Dede (dedelik yaşından değil soyadından) sıkıntılı. "Biz de ayak üstü bekleşip, bir iki parça alıp satıp gündelik çorbayı çıkarmaya çalışıyoruz ne yapalım ki?" diyor.
Nerede bunlar? Hemen yandaki kapıdan; Sahaflar Çarşısı'na giriyorum sonra. Belli buranın da tadı yok. Nadide kitapların yerini renkli güllü posterler, üniversite hazırlık test kitapları almış. Üşenmeyip saydım, koca çarşıda toplasan çarpsan 40-50 müşteri var. Öbür kapıdan çıkınca da Bakırcılar Çarşısı. Adı gitmiş kendi kalmış yadigar. Diyarbakırlı, Bingöllü kardeşlerin oluşturduğu seyyar satıcı kalabalığı çarpıyor göze. Ucuz parfüm, marka kazak, gömlek satıyorlar güya.
İbo haklı Biri gelip dert yanıyor: - Abi korsan CD meselesi var ya. - Eeee! - Çok baskın var polisten diye bıraktık. Ama İbo dışında hepsi haksız. - Niye ki? - Çünkü İbo'dan başka hiçbirinin kaseti zaten satmıyor. Korsanını bile alan yok öbürlerinin. - Bu sattığınız parfümler, gömlekler? - Abi onlara korsan değil de, aynısının tıpkısı diyelim. Hem de çok daha ucuzu.
|