| |
Şeytan karikatürleri
Batı basınında daha önce de Hazreti Muhammed'in tasvirleri yayınlandı. Yanlış anımsamıyorsak, "Le Point" dergisindeki bir resme Malezya'nın yönelttiği eleştiri dışında İslam âleminden pek ses çıkmadı. Ama bu kez durum çok farklı, hatta sağduyu sahibi Avrupalılar'ı bile korkutacak kadar vahim...
Ne diyordu Samuel Huntington o ünlü Medeniyetler Çatışması tezinde? "İnsanlar arasındaki temel ayrılıklar ideolojik, siyasal ya da ekonomik değil, kültürel. Çünkü dünya bir kimlik bunalımı geçiriyor. Uluslar 'Biz kimiz' sorusuna yanıt vermeye çalışırken atalarına, dine, dile, tarihe, değerlerine, geleneklerine gönderme yapıyorlar. Buradan da ulusların kendilerini dine dayalı kültürel gruplar olarak tanımladıkları sonucu çıkıyor. Ekonomik ve sosyal değişimler ulusları tarihin çok eski çağlarından gelen yerel kimliklerinden kopardı. Dünyanın her yerinde bu boşluğu din dolduruyor. Dine dayalı kimlikler gelecekte daha da önem kazanacak ve savaşların cephesini uygarlıklar arasındaki bu fay hatları oluşturacak." Bir Danimarka gazetesinin yayınladığı 12 karikatürün tetiklediği öfke selinin iki tarafta da ulaştığı boyutlara bakınca, Huntington'un sözünü ettiği fay hatlarının harekete geçmek üzere olduğu korkusuna kapılmamak imkânsız. Avrupa basını "Medeniyetler Çatışması" başlıkları attığına, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen "Olay Danimarka ile İslam dünyası arasında kriz boyutlarını çok aştı, artık Batı'daki ifade özgürlüğü ile İslam'ın değerleri ve yasakları arasında çatışma sözkonusu" dediğine göre, bu korku herkesin kapısını çalıyor. Kaare Bluitgen adlı bir Danimarkalı yazarın çocuklar için hazırladığı "Kuran ve Hazreti Muhammed'in hayatı" kitabını resimleyecek çizer bulamamasıyla başlayan olay nasıl bu boyutlara taşındı? İki yönden irdelemek gerekiyor.
Haklar ve özgürlükler Birincisi karikatürler ve verdikleri mesaj: Bluitgen'in sorununu haber alan Danimarka gazetesi Jyllands-Posten'in basın ve ifade özgürlüğü adına çizdirdiği imzasız 12 karikatürün Batı'da daha önce yayınlanmış -çoğu İslam kaynaklı- Hazreti Muhammed tasvirleriyle zerrece ilgisi yok. Çünkü amaç Son Peygamber'ı tasvir etmek değil; İslamiyet'in kutsal değerlerine saldırmak, alay etmek, dahası kitlelerde "Müslüman = Terörist" önyargısını pekiştirmek. Çığ gibi büyüyen tepkilerin asıl nedeni bu. İkinci yön ise ifade ve basın özgürlüğünün sınırlarıyla ilgili. Kilise'ye karşı uzun mücadeleler sonucu 19'uncu yüzyılda kazanılan ifade ve basın özgürlüğünün Batı değerlerinin temelini oluşturduğu görüşünden yola çıkan Avrupa medyası, İslam aleminin öfkesini "Fanatizmin beyinleri hapsetmeye kalkışması" görüyor ve meydan okuyor. Yine aynı değerlere bağlılık adına karikatürlerin yayınlandığı ülkelerin liderleri özür dilemeyi reddediyor, sadece üzüntülerini dile getiriyor. Ancak özellikle iki-üç gündür farklı bir yaklaşım da sesini yükseltmeye başladı: "İfade özgürlüğü aklına eseni yapmak değildir. İnsan haklarına saygı herşeyin üstündedir ve dini inançlar da o hakların en önemli parçasıdır." Bu sağduyu sahiplerinin bir de soruları var: "İfade özgürlüğü sınırsızsa, o zaman Yahudi karşıtlığını savunanlara, toplama kamplarında soykırımı reddedenlere neden hapis cezası veriyoruz? Dahası Hazreti İsa, Meryem ve havarileri küçük düşürenleri neden cezalandırıyoruz?" Bir ayrıntı daha: Peygamberi ve yakınlarını tasvir etmek sadece İslamiyet'e özgü bir yasak değil. Musevilik de asla izin vermiyor: "Zinhar gökte, yerde, yeraltında, suda, yani her yerde hazır ve nazır olana benzeyen resim yapmayacak, heykel yontmayacaksın." (Tevrat) Huntington çömezlerinin, İslam aleminde zaten geniş bir kesimi etkileyen Batı karşıtlığını durduk yerde körüklemeleri ne büyük aptallık...
|