Merkez 'Enflasyona, reel sektör feda olsun' demedi
Yeni yılla birlikte geçilen enflasyon hedeflemesi rejiminin temel iletişim aracı olması ve yılda dört kez yayımlanması öngörülen Enflasyon Raporu'nun ilki açıklandı. Merkez Bankası bu raporla birlikte ilk kez gelecek döneme ilişkin enflasyon tahminlerine yer verdi. Enflasyon Raporu ve Başkan Süreyya Serdengeçti'nin açıklamaları, enflasyonun geleceği konusunda iki senaryo üzerine kuruldu.
Temel senaryo Birinci senaryoyu, Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yılın başlarında sabit tutmasına ve daha sonra kademeli düşürmesine dayalı olumlu ve temel senaryo olarak niteleyebiliriz. Bu senaryo enflasyonun yıl sonunda yüzde 4.7-6.3 bandında gerçekleşeceğini öngörüyor. Bunun ortalaması ise yüzde 5.5'e denk geliyor. Yılsonu için hedeflenen yüzde 5'in 0.5 puan üzerine çıkılmış oluyor. Bu tahminle nokta hedefin üzerinde kalınacağı baştan kabul ediliyor. O zaman sormak gerek? Yılsonu hedefi neden yüzde 5.5 değil de, yüzde 5?
Olumsuz senaryo Merkez Bankası'nın ikinci senaryosu, şu anki yüzde 13.5'luk faizin yıl boyunca değiştirilmemesine dayanıyor. Bunu olumsuz senaryo olarak da niteleyebiliriz. Bu durumda enflasyon yıl sonunda yüzde 4.2-5.8 aralığına düşüyor. Bu tahminin ortası ise yüzde 5. Bu da yılsonu hedefiyle tam örtüşüyor. Ancak faiz düşürmemenin de bedeli var. Çünkü bu senaryodan üretim olumsuz etkileniyor. Bu nedenle de Merkez Bankası'nın temel senaryosu faizi sabit tutmak üzerine kurulmamış. Hedefle uyumsuz olmasına karşılık birinci senaryo, yani ilk çeyrekten sonra kademeli faiz düşüşünü öngören senaryo tercih edilmiş. Dolayısıyla hedefe varmanın bedeli 2 puanlık reel faiz gibi görünüyor.
Faiz artışının adı yok Merkez Bankası'nın bu iki temel senaryosu dışında bir üçüncü senaryosu yok. Olumlu ve temel senaryosu kademeli faiz düşüşü ile yılsonu enflasyonunu yüzde 5.5'e düşürmek, olumsuz senaryosu ise faizleri sabit tutarak enflasyonu yüzde 5'te tutmak. Buna karşılık faiz artışını içeren kötü senaryo yapılmamış. Merkez Bankası'nın raporunda aralara serpiştirilmiş olarak hissettirilen durum ise mal fiyatları yoluyla enflasyon hedefine yaklaşılabileceği. Bu da, yerli paranın değerlenmesine veya en azından değer yetirmemesine dayanıyor. Nitekim liranın değer kaybı riskler arasında görülmüş. Bununla Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için lirayı değerlendireceğini hissettirmiyor ama rapordan böyle bir durumun hedefi tutturmaya yarayacağı sonucunu çıkartabiliyoruz.
Dengeleri gözetti Dünkü açıklamalarından, Merkez Bankası'nın enflasyon hedefini tutturmak için, faizi sabit bırakma yoluna gitmeyeceğini, enflasyonla mücadele yanında reel ekonominin durumunu ve genel dengeleri de dikkate aldığı sonucunu çıkardım. Bunun iyiye mi yoksa kötüye mi yorumlanması gerektiği ise nereden bakıldığına bağlı.