| |
|
|
Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar
ABUZİTTİNCİĞİM, Dokuz kişiyi gömdük ve her şey unutuldu.. Gazetelerde veya TV'de Ankara'da hafta başında, minibüsü biçen otobüs kazasıyla ilgili herhangi bi haber, yorum görebiliyor musun? Ne gibi önlemler alınıyor, n'oluyo, ne bitiyor tek satır var mı? Yok, veya var da ben göremiyorum.. Üzerine çek süngeri, bitti. Kazadan hemen sonra tesadüfen oradaydım.. Neler gördüğümü anlatmama gerek yok.. Sanki Irak'ta üzerine bomba düşmüş bi minibüs.. Kimse üzerinde durmadı, iki kilometre beride Bölge Trafiğin kocaman bürosu var.. Bi sürü trafik polisi, bi sürü polis arabası.. Şimdi Abuzittinciğim hale bak; her Allah'ın günü bu Bölge Trafik Binasının önünden binlerce araç, (bunların içinde yalnız halk otobüsleri değil çimento taşıyan devasa kamyonlar da var ) o kadar trafik polisinin gözü önünde, en az 100 kilometre hızla geçip gider.. Ve ne gariptir, bi tek trafik polisi de çıkıp "Beyler n'apıyorsunuz?.. Burada hız limiti 50 kilometredir, kendinize gelin!" demez.. Bu laubalilik yüzünden son bir buçuk yılda, o yolda 30 dan fazla insan öldü.. 100 den fazla yaralı var ve daha kaç kişi ölecek belli değil. Ben bi vatandaş olarak, bi kaç defa Bölge Trafik'teki polislere, şöförlerin çok hızlı araba kullandığını, hiç değilse bu noktada hız kontrolü yapılması gerektiğini söyleyip şikayetçi oldum.. Eminim benim gibi düşünen başka vatandaşların da başvuruları olmuştur.. Takmadılar.. En son geçen bahar, bu defa, gazeteci hüviyetimi kullanıp Bölge Müdürü'ne gittim.. Verdiği cevap aynen şu: " .. arabalar Çiftlik yönünden çok hızlı geliyorlar.. Burda kontrol yapsak sıkışma olur kazaya sebebiyet verebiliriz.." Bu laf üzerine umudumu kestim ve inandım ki bu memlekette, böylesine laçka zihniyetle trafik asla düzelmez! Vah zavallı Türkiyem.. "Ben en iyisi köyüme döneyim" diyip, ertesi gün, Bördübet'e döndüydüm. Fakat, dün (Çarşamba) ilginç bi gelişme oldu, trafiğin bir numaralı sorumlusu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Bolcu'yla, kazalarla ilgili telefon konuşması yaparken sana yazdıklarımı anlattım. Şaşırdı "..olur mu canım öyle şey.. Burada hız kontrolü yapamıyoruz da ne demek? Sorup öğrenecem!" dedi. Sorup sormadığını bilemiyorum.. Ama kardeşim şu kesin, o yolda doğru dürüst hız kontrolü yapılsaydı bu son kaza da olmaz, birbuçuk yılda 30'dan fazla insan da ölmezdi. Şimdi gelelim Özel Otobüscüler Derneği Başkanının ettiği lafa.. Kaza yerinde, TV kameralarına konuşuyor: "Bu kader.. Allah'a inanıyorsan kadere de inanacan!" Lafa bak!.. Yol kaygan, yer yer de buz tutmuş.. ve bu yolda hız yapan 20 yıllık otobüs. Öyle bi hız ki, önündeki araca çarpıyor, 5 metrelik röfüjü aşıyor, ortadaki demir ayaklı barikatı da parçalayıp minibüsü içindekilerle biçiyor.. Önüne kalın duvar çıkmasa, onu da yıkacak.. Bi kısmını yıkmış zaten! Bu ne biçim kader!? Ve bu "cinayete" kader diyen adam otobüsçülerin başı! Eğer bu kafayla bu adam cennete gidecekse, şayet, benim de kaderimde cennete gitmek varsa, hakkımdan feragat ediyorum Abuzittin kardeşim. Böyle düşünen adamların suratını görmektense cehennemde yaşamayı tercih ederim. Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim. Kardeşin Güneş. (Pazar günü ilan fazla gelmiş. Sizlerden ve Güneş'ten özürlerimle, bugüne aldık. H.U.)
|