Lafla peynir gemisi yürümez İkinci yarı işler daha zor

Lafla peynir gemisi yürümez

EURO 2008 yolunda beklediğimizden de şanslı bir gruba düştük. En büyük şans birinci torbadan Yunanistan'ın çıkmasıydı. Komşunun en büyük silahları oyun disiplini ve mükemmele yakın takım savunmaları.
En büyük eksileri de kolektif yetersizlik ve çok sınırlı hücum gücü.
Norveç disiplinli, koşan ama düz bir takım. Yaratıcı özellikleri kısıtlı. Bosna-Hersek aşama içinde.
Dünya Kupası'na katılma ümitlerini grupta son maça kadar sürdürdüler. Ayrıca Yugoslav ekolü de bize ters gelir. Eskinin büyük ekolü Macaristan futbolu yıllardır düşüş içinde. Yıldızı yok, ekip anlayışı yetersiz. Ama bu düşüşü kabullenmeyip yeni bir kimlik arayışında oldukları da kesin.
Moldova hiçbir zaman hedefi olmayan bir takım. Ama her maça bilhassa kendi evinde sürpriz yapmak için hırsla çıkıp savaşıyorlar. Biz de dahil birçok takıma bugüne kadar ya çelme taktılar ya da zorladılar. Bu grupta da mutlaka can yakacaklardır.
Malta çok zayıf bir ekip ama rakibi küçümsemenin başa iş açtığı da unutulmamalı. Yakın örnek Hırvatistan'ın Malta'da iki puan yitirmesidir.
Başarmak için biz iyi ve istikrarlı bir takım olmak zorundayız. Maçlardan önce yaptığımız görüşler ters tepiyor. Letonya'ya "Çantada keklik" dedik. Dersimizi aldık. Son Dünya Kupası için playo-ff'ta seri başı olduk, "İşi bitiririz" dedik, hem elendik hem ceza bekliyoruz.
2008 kuraları sonrası da medyada erken hayallere başladık. İki yıldır Avrupa'daki halimiz ortada. Ligimizin seviyesi çok düşük. Ben de dahil herkes Norveç'ten üstün olduğumuzu söylüyor ama Tromsö unutuluyor. Üstelik geneli lejyonerlerden kurulu Norveç'in ulusal takımı ile Tromsö arasında dağlar kadar fark var. Kısacası lafla peynir gemisi yürümüyor.