 |  |
  |
|
8 yaşındaki kız çocuğu nasıl hırsız oldu?..
Dünkü bu köşede çıkan şu cümleleri hatırlayın; "Çeteler çocukları tehditle, parayla, vaatlerle kandırıp götürüyorlar. Son zamanlarda daha da azıttılar. Kız çocuklarını da kattılar işin içine. Onları da hırsızlıkta, kapkaçta, kaldırımcılık, yankesicilikte ve erkete (gözcü) olarak kullanıyor, biraz büyüdüklerinde fuhuş tezgahına atıyorlar."
Altı defa yakalandı Bu yazdıklarımın mürekkebi kurumadan 'İzmir'deki iş' patladı. Polis Alsancak semtinde, 5 yaşındaki G.A adlı bir kız çocuğunu, hırsızlık yaparken, suçüstü yakaladı. Küçük hırsızın çanta çalmak suçundan daha önce de altı kez yakalanıp ailesine teslim edildiği ortaya çıktı.
Neyin nesi kimin fesi? 8 yaşındaki bir kız çocuğunun yaptıkları deneyimli polisleri bile çok şaşırtmış, hatta dehşete düşürmüştü. Bu kez suçüstü yaptıkları eli kanlı bir cani, saçı sakalına karışmış bir şehir eşkıyası, uğursuz, çulsuz, kılıksız bir yetişkin değil, hap kadar bir kız çocuğuydu çünkü.
Çok üşüyordu Onu yakaladıkları yerde, kafeteryada boş bir masaya oturttular. Minik elleri dondurucu soğuktan titreyen, çeneleri birbirine vuran kız çocuğuna son derece şefkatli, sıcak yaklaşıp onu sakinleştirdiler. Sonra da ürkütmeden, canını sıkmadan ufak tefek sorular sormaya başladılar: - Nasılsın bakalım küçük abla? - Üşüyorum. Çok üşüyorum - Pekiii. Sana çok güzel bir sıcak çikolata ısmarlayalım. İçer ısınırsın. - Oluuur. - Şimdi sen polis amcalarına anlat bakalım. Adın ne, nerede, kimlerle oturuyorsun?. - Yenişehir'de oturuyoruz - Yenişehir uzak. Nasıl geldin buraya? - Büyükannem getirdi. Hep getiriyor zaten. - Şimdi seni hastaneye götürüp muayene ettireceğiz. - (ağlayarak) Olmaz ben eve gitmek istiyorum. - Tamam tamam ağlamak yok. Orada doktor ablalar güzelce muayene etsinler. Bakalım küçük kızımız üşümüş mü, nezle olmuş mu? Sonra doğruca evine götürürüz seni olur mu?
Formaliteler bitsin hele Ardından bilinen işlemler başladı. Sağlık raporu, çocuk şubesinde kayıt tutulması ve ailesine teslim edilmesi. 8 yaşındaki çocuk mahkemeye çıkartılacak, hapse atacak, ıslahhaneye verilecek değildi elbette. Formaliteler biter bitmez aileye teslim edilecekti minik kız. Yasalar böyle diyordu çünkü.
Kirli oyuna devam Şimdi ne olacağı aşağı yukarı belli. Çok değil üç beş gün sonra ya büyükannesi ya da bir başka aile yakını, onu yine bir yerlere götürüp; can yakması, mal çalması için ortalığa bırakacak. Uzaktan izleyip, işi becerdiği an çaldığı malı elinden alıp, zulaya saklayacaklar. Çocuğun başını okşayıp, aferin çekip bu kirli oyuna devam ettirecekler.
Çubukçu duydu mu? Peki; İzmir Sosyal Hizmetler Müdürü olaydan haberdar edildi mi acaba? Veya Bakan Nimet Çubukçu bu haberi okuyup ne düşündü acaba? Hastanede pedagoglar, çocuk psikiyatrları, sosyal hizmet uzmanları da konuştu mu küçük kızla? Basın mensupları olarak bizler, onu sarsıcı bir haber öznesi olarak görmek dışında neler yapacağız?
|