Ginseng'in yan etkileri, zararları
Geçen hafta gerçek ve sahte Ginsengler'den bahsetmiştik. Bu hafta sahte olanların yan etki ve zararlarından bahsedeceğiz. Gerçek Ginseng'in yüzyıllardır tedavide kullanılmasına rağmen, uygun miktarlarda (doz) ve süreçlerde (kullanım süresi) alındığında hiç bir ciddi yan etkisi veya zararlı etkisi bildirilmemiştir. Bazı kayıtlarda Ginseng'e atfedilen bazı yan etkiler yer almaktaysa da, bunlar "sahte Ginseng" kullanımı veya ilave edilen "katkı maddelerinden" ileri gelmektedir.
KATKI MADDELER Gerçek Ginseng'in belirtilen fizyolojik etkilerinin görülebilmesi için en az 2-3 hafta yeterli doz seviyesinde kullanılması gerekir. Ancak ilaçların hızla etki göstermesine alışmış kişiler, birkaç gün ilacı kullandıktan sonra "etkisiz" düşüncesi ile kullanmaktan vazgeçebiliyor. Mesela, fiziksel kapasiteyi arttırması, zindelik vermesi için Ginseng kullanan bir kişi, bir haftadır kullandığı halde hiç bir yararını göremediği için ilacı kullanmaktan vazgeçebiliyor. İşte bu önyargıyı giderebilmek için üreticiler Ginseng formülasyonlarının içerisine hemen canlılık veren "kafein" veya kafein taşıyan "Kola ekstresi" vb. karışımlar ilave ediyorlar. Bu tip ürünler Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa da dahil diğer ülkelerde kalite kontrolü yapılma zorunluğu bulunmadığından, "ambalajın üzerinde bu katkı maddelerini bildirmeye de gerek görmüyorlar". Dolayısıyla bu "Katkılı Ginseng" formülasyonunu alan kişi daha ilk günden itibaren canlılık hissederek bu formülasyonu sürekli kullanmaya başlıyor. Ancak bu durumda da, sürekli kafein alınmasına bağlı olarak kişinin vücudunda "kafein entoksikasyonunun" tipik yan etkileri ortaya çıkıyor; ajitasyonlar, mide asiditesinin artışına bağlı olarak, özelikle gastrit, ülser vd. hastalarında mide-bağırsak sistemi şikayetleri, uykusuzluk, başağrısı, migren krizleri vd. ortaya çıkabiliyor. Ginseng kullanımı ile bildirilen tüm bu yan etkiler aslında kişinin haberi olmadan aldığı kafeine bağlı. Bu katıştırmanın bir diğer olumsuz tarafı hastamızın yüksek tansiyon hastası olması ve çay, kahve, meşrubat gibi kafeinli içeceklerden uzak durması gerekmesi durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle "yüksek tansiyonlularda Ginseng kullanılmamalı" şeklinde yanlış bir kanı yaygınlaşmış durumda. Aslında gerçek Ginseng'in "tansiyonu düzenleyici" diğer bir deyişle "normalleştirici" etkisi var. Yani düşük tansiyonlularda tansiyonu yükseltirken, yüksek tansiyonlu hastalarda tansiyonu düşürmekte, normal değerlerine getirmektedir. Ancak Sibirya Ginsengi'nin gerçek Ginseng'ten farklı olarak yüksek tansiyonlularda kullanılmaması şeklinde uyarılar bulunmaktadır. Bu nedenle, kullandığınız Ginseng preparatının hangi birkiden elde edildiği, daha doğrusu kalitesi ve güvenilirliği son derece önemlidir.
NE KADAR KULLANMALI Öncelikle ben ilaçların sürekli kullanımına karşı olduğumu çeşitli defalar belirtmişimdir (aman dikkat! bağışıklık sistemi baskılayıcılar ve bazı kalp ilaçlarının sürekli kullanılması gerekir). Bu nedenle, sürekli Ginseng kullanımı yerine, yıl içerisinde belirli aralıklarla "tedavi süreçlerinin" uygulanması bence en doğru şeklidir. Bu aralıkları kişinin kendisinin belirlemesi ve verilen aralar ile vücudun kendini toparlaması için fırsat verilmesi doğru olacaktır diye düşünüyorum. Normal olarak önerilen günlük doz 300-400 mg kök tozunu taşıyan tablet, kapsül veya benzeri ilaç şeklidir. Ancak vitamin mineraller ile desteklenmiş formülasyonlarda çok daha düşük miktarlarda kullanılabilmektedir. Aldığınız ürünün "kök tozu" mu yoksa "kök ekstresi" mi olduğu da önemli. Eğer kök ekstresi ise 80 mg dozlar yeterli, aksi takdirde çok yüksek doz kullanımına bağlı olumsuz etkiler görülebilir. Ginseng'in bilhassa "cinsel gücü artırıcı" olarak çok yüksek dozlarda önerilmesi ve kullanılması durumunda dikkatli olunmalıdır. Ginseng'in yan etkisi az dedik ama yüksek dozlarda kullanılması riskli. Gelecek hafta Ginseng'in bilimsel olarak desteklenen etkilerini inceleyeceğiz.
|