Bu kumaştan elbise çıkmaz
Konumuz askerlik... Mecburi mi olsun, paralı mı?.. "Ben askerlik yapmak istemiyorum" diyen, askere alınsın mı, alınmasın mı?.. Avrupa mahkemesi "alınmasın" derse, Türkiye ne yapsın? Bir başka soru: Siyaset ile asker "zaman içinde" bu konuları konuştular mı? Dün Zeki Yavuztürk' le sohbet ettik. Turgut Özal'ın ilk Milli Savunma Bakanı'ydı. Dedi ki:
Komutanlar bu konunun kurcalanmasından hoşlanmazlar. Bir Türk vatandaşı olarak ben de iyi bakmam. Vietnam savaşı sırasında askere gitmek istemeyenler olmuş. Başka ülkede vicdani ret gibi şeyler gündeme gelmiş. Bunlar Türkiye'de geçerli değil. Herkes vatan görevini yapar. Rahmetli Özal da bu düşüncedeydi. Bir, iki defa şöyle ricası oldu: - Adam 60 yaşına gelmiş... Yurtdışında... Belli başarılara imza atmış... Askerlik yapmadığı için Türkiye'ye giremiyor... Böylelerine bir formül bulun. Onun dışında bir şey söylemedi.
Turhan Tayan, Refahyol döneminin Milli Savunma Bakanı idi. Demirel'e ve Mesut Yılmaz'a yakındı. Onun söylediklerine gelince...
Askerler bu işe (paralı askerlik, vicdani ret) sıcak bakmazlar. Parası olana tezkere, parası olmayan askere. Bunu hoş karşılamazlar. Olağanüstü şartlarda asker üzerine düşeni yapar. 1999 depreminde yaptığı gibi. Avrupa Mahkemesi'nin kararı, Türkiye için bağlayıcı değil. Avrupa, Türkiye'deki zorunlu askerliği kaldıramaz. Zorunlu askerlik Avrupa'nın pek çok ülkesinde var.
İsmet Sezgin. "Kıdemli" siyasetçi. Halkın "abi" rütbesini layık gördüğü bir devlet adamı. Mesut Yılmaz'ın koalisyon hükümetinde "Milli Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı" yaptı. Dün onunla da konuştuk. İşte söyledikleri:
Böyle bir konu açılınca askerler hop oturup, hop kalkarlar. Üzülürler. Askerlik bir Anayasal görev. Bazen siyasetçi, bazen medya bu konuyu gündeme getirir. İş dallanıp, budaklanınca asker ile Bakanlık konuşur. Sonra Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği bir açıklama yapar. Bunca yıl gördüm ki asker, siyasete karşı saygılı. Ama kendisine de saygı gösterilmesini ister. Vicdani ret gibi bir şeyi onaylamak mümkün değil. Türkiye'nin tarihinden, coğrafyasından, jeopolitik konumundan gelen kendine özgü şartları var. Ben yıllarca sayın Demirel'le çalıştım. O da askerin bu konudaki hassasiyetine büyük bir özen gösterdi.
Bu hususta dün daha "pek çok kişi ve çevreyi" yokladık. Sonuç: 1. Konunun "ilgileneni" çok... Okuyucu ve TV izleyicisi için "ilginç... Heyecan verici." 2. Ama "reel siyasette" uygulanabilirlik oranı "sıfır." 3. Bu olaydan "ciddi bir gündem" çıkmaz.
|