|
|
Haluk Ulusoy değişti mi?
Futbol Federasyonu seçimleri geride kaldı.Ve Haluk Ulusoy kimilerine göre "İktidara rağmen" kimilerine göre "Halk adamı olduğu için" yeniden başkan seçildi. Seçim sonrası hem sporda hem de siyasette adeta çiviler yerlerinden oynadı. Bıçakcı federasyonunun ikinci adamı Hasan Doğan hem Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak'ı hem de Ankaraspor Onursal Başkanı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i ağır biçimde suçladı. İddia çok ağır. Doğan, yeni seçilen federasyonun diyet ödeceğini söylerken seçimlerin bu iki AK Partili üst düzey başkan tarafından kaybedildiğini belirtti. Seçime girerken Ulusoy değiştiğini çok net ifade etmişti. Eski hatalarından arındığını sürekli telaffuz ediyor ve Türk futbolunda beyaz bir sayfa açmak istediğini dile getiriyordu. Yine Ulusoy'a göre bir önceki dönemde yapılanlar yeni dönemde yapılacakların garantisiydi. Yani yedi senelik başkanlığı döneminde çok şeye imza attığını dile getiren Ulusoy, geleceğe yönelik teminat olarak da bu yılları gösteriyordu. Ama yeni seçim gösterdi ki, Ulusoy bütün bu başarılarını kendine mal etmiş. Hani bu yedi sene içerisinde gelen başarılar bir ekip çalışması ürünüydü? Hani Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından düzenlenmiş raporlarda hiçbir sıkıntı bulunmamaktaydı? Ulusoy yeni listesini yaparken yedi yıl birlikte olduğu hiçbir arkadaşına görev vermedi. Ortaya şu tablo çıkıyor: Soruşturma raporunda kendisi hatasız ama bazı çalışma arkadaşlarının ciddi kusurları var ki, kendilerini bertaraf etti. Yine şu sonuç çıkıyor ki; sürekli dile getirdiği müthiş başarılar bir ekibin değil, sadece ve sadece Haluk Ulusoy'un... Bu başarılar bir ekibin ürünüyse bu ekipten niye bazıları yeni federasyonda görev alamadılar? Şimdi kendimizi Ulusoy'un geçmiş dönemde birlikte çalıştığı yönetim kurulu arkadaşlarının yerine koyalım. Ortaya yine aynı tablo çıkıyor: "Demek ki bu başarı sadece Ulusoy'un. Bizler birer hiçiz. Denetleme Kurulu raporuna göre kusurlu bizleriz ki, ya da mahkum olma ihtimali bizler için çok yakın ki bizler bertaraf edildik." Bu tablo hem Ulusoy hem de Türk futbolu için çok önemli sonuçlar doğuracak. Gelelim ikinci noktaya... Merkez Hakem Kurulu ve Gözlemciler Komitesi'ne... Ne hikmetse Haluk Ulusoy kendine oy veren tüm hakem kökenli delegelere görev vermiş. Mustafa Çulcu delegeydi; Ulusoy'a oy kullandı; MHK Başkanı oldu. Kabul edilebilir bir durum değil. Başaramaz. Zaten sıkıntılı olan Türk hakemliği darmadağın olur. Ali Aydın delegeydi; Ulusoy'a oy kullandı; MHK üyesi oldu. Lale Orta da öyle. Ya Hilmi Ok'a ne diyelim? Davulu Çulcu'nun sırtına bağladı. Tokmağı kendisi vuracak. Hakemleri ok yapacak, ateş altında kalan Çulcu olacak. Muhittin Boşat attı mı mangalda kül bırakmaz. Ama o da Gözlemciler Kurulu'ndaki yerini aldı. Buna hiçbir lafım yok. Yalnız Sabri Çelik ile Muhittin Boşat geçen dönem MHK'dayken üç hakemin hakemliğini bitirdiler. Mutlu Çelik ve Bülent Uzun müthiş dedikodularla birlikte hakemlik yapmalarına izin verilmeyerek tasfiye edildiler. Onları bitiren Sabri Çelik ve Muhittin Boşat oldu. Ama bu koltuk o kadar tatlı ki, şimdi Muhittin ile Bülent Uzun aynı masada oturup Gözlemciler Kurulu'nda omuz omuza mücadele verecekler. Ah şu koltuk yok mu? Adama tükürdüğünü yalatıyor. Ufuk Özerten ile önemli tartışmalarım oldu. Ama kendisi şuydu, buydu, agresifti, ama dürüst adamdı. Diğer üyeler de öyle. Peki Ulusoy, onlarla niye devam etmedi de kendisine oy verenlere paye verdi. Bu değişmek mi, yoksa eskisi gibi devam etmek mi, karar spor kamuoyunun.
|