|
|
|
|
'Kendime sıradanlığı yakıştırıyorum
Kurşun Yarası'nın kaymakamı Bülent İnal, popülerliği değil, sıradan olmayı istediğini, böyle daha mutlu olduğunu söylüyor. Bıyıklarıyla çok konuşulan oyuncu, "Çok kilo alıp veren biriyim. Bıyıksız ve tombul suratla acayip biri oluyorum" diyor '.
Yakışıklılığıyla kısa zamanda genç kızların gönlünü kazanan ve şu sıralar dillerden düşmeyen Bülent İnal, popülerliğinin yanı sıra son derece mazbut bir hayat yaşıyor. Kurşun Yarası'nın yakışıklı kaymakamı, 'Ihlamurlar Altında'nın aşık genci "Herkesin zıpladığı yerlere değil, sohbet edebileceğim yerlere gitmekten hoşlanıyorum. Zaten elini kolunu sallamak da bana yakışmıyor" diyor ve ekliyor: "Ben sıradan olmayı çok istiyorum ve bunu kendime daha çok yakıştırıyorum. Mesleğimi yaparken de buna özen gösteriyorum". Hülya Dergisi'nin ocak sayısına konuşan İnal, kariyerini, özel hayatını ve projelerini anlattı...
'KURŞUN YARASI'NDA İYİ OYNADIM * Daha altı yıldır bu işin içindeyim. Tiyatroda bir kariyerim olmadı, televizyonda bir geçmişim var. Bir şekilde kader beni televizyona itti ve beş yıldır televizyondayım. İlk tecrübem 'Kara Melek'le olmuştu. Hiç set görmemiştim o ana kadar. Çıkışımı sağlayan 'Kurşun Yarası'ndaki kaymakam ve şu anda canlandırdığım Yılmaz karakteri oldu. Tabii para kazanmak için içim kan ağlayarak gittiğim setler de oldu. 'Kurşun Yarası'nda iyi oynadınız mı?' diye sorarsanız, evet iyi oynadım. * Ben sıradan olmayı çok istiyorum ve bunu kendime daha çok yakıştırıyorum. Mesleğimi yaparken de yapabildiğim kadar yapmaya çalışıyorum. Mutlu da oluyorum. "En çok ben konuşayım, daha büyük olayım, en büyük oyuncu olayım" gibi de bir derdim yok. Böyle yapmayanlar çok para kazanmıyor olabilir ama ben kendi kazandıklarımla ilgileniyorum. * Bıyıklı insan çok var etrafta. Ben aslında şu anda içinde bulunduğum projede kesmek istiyordum. Hatta ince bir bıyık ve kirli sakalla başladım ki ileride problem olmasın. Ama bu fikir nedeniyle setteki arkadaşlarımdan çok olumsuz tepki aldım. Bir de ben çok sık kilo alıp veren biriyim bir Urfalı olarak. Bıyıksız olduğumda tombul suratla acayip biri oluyorum. Gerçi şu an diyetisyen eşliğinde zayıflıyorum, bıyıksız olabilirim artık. * Çok sakin bir hayat sürdürüyorum. Arkadaşlarımla sakin ortamlarda olmayı tercih ediyorum. Nadir çıkıyorum ve nezih, sohbet edebileceğim yerleri tercih ediyorum. Yani herkesin zıpladığı yerleri değil! Öyle eğlence bana zevk vermiyor. Elimi kolumu kıpırdatınca olmuyor. İçip, acayip hareketler yapıyor ya adamlar, gerçekten çirkin duruyor bende. E bıyık da var...
'SETTE AŞK OLABİLİR, OLUYOR' * Eski fotoğraflarıma bakıyorum da; çok çirkin bir adammışım. Yaş almayı zenginleşmek olarak görüyorum. 40'ımda mutlu, 50 yaşımda daha da mutlu olacağımı düşünüyorum. İnşallah kırışıklıklarımı da görürüm. Çocuklarım, torunlarım olur. Sonra ölüp gideyim ne olacak! * İş yerinde aşk olabilir. Birçok sette oluyor. Günün 24 saati birlikte geçiyor ve doğal olarak bir elektrik oluyor. Tuba Büyüküstün ile aramızda aşk var mı yok mu konusunda çok polemik var ama bu konuda konuşmuyorum. Ailesi de o da böyle şeylerden rahatsız oluyor. Bunun kararını verdiğimizde 'var' ya da 'yok' deriz. * TV beni çok yorarsa, işin mutfağına kayabilirim. Bazı projelerimiz var Avşar Yapım'ın bünyesinde oluşturmak istediğim. Oyuncu, yönetmen ve teknik grupların çalışmalar yapabildiği stüdyoların olduğu bir kurum düşünüyorum. Ön çalışmaları yapılmaya başlandı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|