|
|
"Biz zaten halkımızın içindeyiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazete kanalıyla dinleyen değil, halkın arasına girerek dinleyen bir başbakan olduğunu belirterek, ''Biz halkımızın zaten içindeyiz. Direkt olarak kendisini dinliyoruz. Bizim endirekt suflörlere ihtiyacımız yok'' dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin Bilkent Otel'deki İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, iktidar olarak yeni dinamik bir süreci ve Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşımada gerek içeride, gerek dışarıda bir mücadeleyi gece gündüz demeden verdiklerini ifade etti. Millete verilmiş bir sözleri bulunduğunu
ve bu sözü yerine getireceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Gazetelerde, televizyon ekranlarında bir gayrettir gidiyor, görüyorsunuz. Ne bu? Hortumları kesildiği için bu gayret var. Pazarlığa oturamadıkları bir iktidar olduğu için bu yaygaralar kopuyor, onu da söyleyelim. Oturamayacaklar, kendilerine muhatap bulamayacaklar. Bulamadıkları için de şu anda sağa sola sataşıp duruyorlar. Her şey açık, net ortada.
Biz gazete kanalıyla dinleyen başbakan değiliz, biz halkın arasınagirerek dinleyen başbakanız. Biz halkımızın ne söylediğini biliyoruz. Öyle 5-10 tane kişiyi istediğin gibi seç al, ondan sonra gel orada yayınla. Bu halkı aldatamazsınız, geçti o iş. Biz halkımızın zaten içindeyiz. Direkt olarak kendisini dinliyoruz. Bizim endirekt suflörlere ihtiyacımız yok. Biz bunu yapıyoruz, bundan sonra da bu şekilde yapmaya devam edeceğiz.''
'MİLLETLE ARAMIZA MESAFE KOYMAYACAĞIZ'
Başbakan Erdoğan, bundan sonraki dönemde AK Partililer olarak görevlerinin, bu zemin üzerinde yeni bir geleceği bina etmek olduğunu ifade ederek, bunu da emin adımlarla yapacaklarını kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Detayında ne var? Nasıl yapacağız? AK Parti siyasetini başarıylataşıyan siyasi değerlerimizi, onurlu duruşumuzu, seviyemizi kaybetmeyeceğiz. AK Parti siyasetini tartışılır hale asla getirmeyeceğiz. Özellikle kongreler dönemine girdiğimiz bu yıl içerisinde teşkilat başkanlarımızdan, il başkanlarından, gerek kadın kolları başkanlarından, gençlik kolları başkanlarından özellikle rica ediyorum: Hepinizin attığınız her adımda bu bilinçle, bu vakarla hareket etmenizi bekliyorum.
Bu milletle aramıza asla bir mesafe koymayacağız, milletin partisiolma, kimsesizlerin kimsesi olma, sessiz yığınların sesi olma misyonumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Önümüze çıkan engeller ne olursa olsun, demokrasiye bağlılığımızdan, hak ve özgürlüklerin korunmasından, insan onurunun, adaletin, fırsat eşitliğinin savunulmasından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu parti, dün adalet ve kalkınmanın nasıl bayraktarı olmuşsa, bugünden sonra da konjonktürel gerekçelere, olağanüstü şartlara siyasi bahanelere sığınmadan, aynı kararlılık içinde yoluna devam edecek. Demokratik katılımın en üst seviyede teminine, çok sesliliğin bu ülkeyi zenginleştirecek en temel ihtiyaç olduğuna daima inanacağız. Şunu herkes bilmelidir ki Türkiye, demokrasiden sapmayı göze aldığı gün, geleceğinden de vazgeçmiş olacaktır.''
'ZORLU BİR GELECEK'
Başbakan Erdoğan, yaşanılan zeminin küresel şartlarının, ''güçlü olmayanın ayakta kalamayacağı, bağımsızlığın ön şartının kendine yetmekten geçtiği'' zorlu bir geleceğe işaret ettiğine dikkati çekerek, yapılacak çok iş bulunduğunu, toplumsal ve bölgesel gelir farklılıklarının ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Eğitimde, sağlıkta, tarımda, sanayide, altyapıda çağdaş standartların yakalanmasının önemini vurgulayan Erdoğan, bugüne kadar çok iş yaptıklarını, birçok alanda hiç yapılmayanları yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, şunları söyledi:
''Gerçekleştirdiğimiz hizmetlerle tarihi rekorlar kırdık. Ama unutmayalım ki, önümüzde yapılacak çok iş var. İşte 2006... İnanıyorumki, 2003, 2004, 2005'ten sonra artık hizmette bizim adeta bir zirveyi,finali inşallah oynayacağımız, başaracağımız bir yıl olacak. Bu yılın içerisinde eğitimde çok daha atak, sağlıkta çok daha atak, aynı şekilde, ulaşımda çok daha atak, toplu konutta çok daha atak, tarımda çok daha atak, sanayide aynı şekilde...
Bütün bu çalışmaların, inşallah zirve yaptığı bir yıl olacak. Ben tüm teşkilat mensubu arkadaşlarıma söylüyorum, bütün bu adımlar atılırken asla bölgesel, yerel yolsuzluklara prim verilmemeli.''
|