Bankadan konut kredisi kullananın ölmeye hakkı yok
Enflasyon ile birlikte faizler düşünce yıldızı parlayan yatırım aracı gayrimenkul oldu. Bankalar, bu kez konut kredilerini cazip kılmak için faiz indirim yarışına girdi. Bu manzara olayın görünen yüzü. Bir de bunun görünmeyen yüzü var. Görünmeyen yüz, ilan edilen faiz dışında tüketicilere yansıtılan ilave masraflar. Dosya parası adı altında alınan masraf dışında, konut sigortası ve hayat sigortası isteniyor. Dosya parası neyse. Çünkü konut değeri için ekspertiz yapılıyor. Konut sigortası ise, konuta bir şey olursa (deprem ve diğer doğal afetler) güvence için istenmesi doğal karşılanabilir. Peki hayat sigortası istenmesi neyin nesi? Krediyi kullanan ölürse hayat sigortasından mirasçılara ödenecek meblağdan konut kredisi miktarının tahsil edilmesi düşünülüyor. O zaman sormazlar mı? Konut zaten sigortalı ve üstelik size ipotekli, satılsa bile paranızı tahsil edebilme imkanına sahipsiniz. Hayat sigortası istenmesi neyin nesi? Anlayacağınız bankadan konut kredisi kullanıyor isen, ölmeye hakkın yok. Diyelim ki hem konut sigortası, hem de hayat sigortasına da evet. Krediyi kullanan kişinin hayat sigortası var. Üstelik söz konusu konutun da sigortası var. Bankanın cevabı yine hayır. Bunlar bir kez daha bizim şubeden bizim acentası olduğumuz grubumuza ait sigorta şirketinden yapılacak. Masraf ise bildiğiniz gibi değil. 200.000 dolarlık kredi için 2 bin 850 YTL dosya ve sigorta poliçesi, 3.500 ABD doları hayat sigortası poliçe bedeli. Bankaların burada beklediği güvence değil. Krediden elde edeceği gelirden başka, kendi gruplarına ait sigorta poliçesi satarak, hem sigorta şirketlerine kar yaratmak, hem de acente olan banka şubelerine ek rant elde etmek. Bu olay ne hukuka ne de vicdana sığar. Adam kredi almaya mecbur ise, bu kadar yüklenme yanlıştır. Bu durum, 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkında Kanun'un 4 ve 6. maddelerine aykırıdır. Herhangi bir teşebbüsün bir malın yanında bir başka malı almaya zorlanması Rekabet Kanunu'na aykırıdır. Bu konuda inceleme ve soruşturma yapma görevi de Rekabet Kurulu'na aittir. Rekabet Kurulu, toplumun büyük bir kesimi ilgilendiren böyle önemli bir rekabet ihlalini görmezlikten geliyor iken üzerine hiç görev olmayan kişi veya kuruluşları dinleme yetkisini TBMM'den istemesini anlamak mümkün değil. Rekabet Kurulu diyebilir ki, bu konuda bize müracaat yok. Böyle önemli bir konu için yasa, koyucu Rekabet Kuruluna res'en inceleme yetkisi vermiş. Daha önce bazı konularda bu yetki kullanıldı. Aynı şekilde bankacılık sektöründeki bu uygulamanın 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunun kurula verdiği res'en inceleme yetkisi kullanılabilir.
|