| |
Hukuk uykusu
Türkiye'de devam etmekte olan 10 milyon dava dosyası var. Her dosya en azından iki "taraf" (davacı ile davalı) gerektirdiğine göre, 20 milyon kişi birbiriyle davalı! Bir "taraf" olarak devletin de kaç kişiyle mahkemelik olduğunun sayılması bile imkansız.
Bu durumda, kanunu bilen insanları önemi ortaya çıkıyor. Kanunu bilen insan, yani avukat! Paçamız sıkışınca, debelenmeye başlarız. Abicim sağlam bir avukat bulalım da şu işi kotaralım. Aradığımız "hukuk" değildir oysa. İşimizin kotarılmasıdır.
Türkiye bence çok derin bir "hukuk uykusu" içinde mışıl mışıl uyumakta. Bu uykuda hukuk, insanlar için hakların korunması, savunulması ve hukuk sisteminin tartışılmaz üstünlüğünün ortaya konulması olmaktan çıkıyor. Hukuk, bireyin ve toplumun her türlü hukukdışı saldırıya ve haksızlığa karşı esirgenmesi konusu olmaktan çıkıyor. Bir "fetiş" haline geliyor, öyle algılanıyor.
Dikkat ediniz, Türkiye'de hukuk gerekmez kardeşim diyen bir tek yurttaş bulamazsınız. Herkes, "hukuka" saygılıdır, adeta bir tapınma içindedir ve fakat buna rağmen, haksızlıklar ve hukuksuzluklar gırtlağımıza kadar dayanmıştır. Neden bu çelişki? Çünkü, hukuku anlamak ve savunmak ile, kanunları birer aygıt gibi kullanmak ve mahkemeleri sadece kendi işlerimizin kotarıldığı yer olarak anlamak arasında dağlar kadar fark var.
Gelelim bu fetişizmin en korkunç sonucuna: Hukukun gerekliliğini ve üstün tutulmasının kaçınılmazlığını, tartışmasız "herkes için" kabul edemiyorsak eğer... Kendi iç husumetlerimize ve dip duygularımıza göre kararlar veriyorsak, en büyük haksızlıkları seyretmeye hazır hale gelmişiz demektir. Kimi insanların kanun yoluyla ezilmesine sessiz ve umursamaz kalarak!
Eğer bir toplumda, bütün insanlar, en küçük bir haksızlık ve hukuksuzluk karşısında "endişe duyuyorlarsa", buna sessizce de olsa karşı çıkıyorlarsa, o toplum, "yüksek" bir toplumdur. Orada da hiç kimse at oynatamaz kolayından... Tersi durumda ise, bir yandan kanun yoluyla insanlara yapılan haksızlıklara sessiz kalırsanız, öte yandan da kanunlara ve kanun uygulayıcılara tapınmaya devam edersiniz.
Bir ülke için "hukuk uykusu", içinden çıkılması en zor bataklıklardan biridir. Önce rahatsız etmez, mışıl mışıl uyursunuz ama sıra size geldiğinde artık iş işten geçmiştir.
|