Yatırım fonlarında 'ballı' komisyon dönemi bitmedi
Enflasyon düştü, faizler % 14'e indi ama fonlar hâlâ anapara üzerinden yıllık % 5.5'e varan komisyon almaya devam ediyor Sistemin yüksek komisyon nedeniyle bu yıl yatırımcılardan elde ettiği ekstra gelir 550-600 milyon doları buluyor.
Dünyada yatırım fonlarındaki paranın toplam büyüklüğü bugün 16 trilyon dolara ulaşmış durumda. Türkiye'de de yatırım fonları belki yeteri kadar olmasa da hızlı bir yükseliş sergiliyor. Özellikle faiz getirisi elde etmek isteyen yatırımcılar bono-tahvil alıp satmanın külfetini yaşamaktansa B tipi fon almayı tercih ediyor. 2000 yılında altı milyar dolar büyüklüğünde olan piyasa bugün 22 milyar dolara ulaşmış durumda. Bunun neredeyse tamamını B tipi fonlar oluşturuyor. Fonbul. com'un verilerine göre A tipi fonlar yüzde 3 düzeyinde kalıyor. Bunda 2001 krizi, kapanan bankalar ve şirketlerden sonra Türk yatırımcıların borsadan iyice uzaklaşmalarının da payı bulunuyor.
FORBES İNCELEDİ Forbes Dergisi, yatırım fonlarının performansını masaya yatırdı. Dergi yatırım fonlarındaki yüksek komisyon oranlarına dikkat çekti. Forbes'un haberine göre enflasyon düştü, faizler yüzde 14'ün altına indi ama fonlar hâlâ anapara üzerinden yıllık yüzde 5.5'e varan komisyon almaya devam ediyor. A tipi yatırım fonları piyasasının yeterince büyümemesinin önemli bir nedeni daha var. Bu yıl içindeki performansa baktığımız zaman endeks fonlarının çoğunun paralel gittiklerini, açıkladıkları endekslerin getirilerini yakalayamadığını görüyoruz. Örneğin bu yıl 16 Aralık'a kadar İMKB-100 Endeksi'nin getirisi yüzde 51.04'e ulaştı. Aynı dönemde İMKB-100 Endeksi'ni takip ettiğini savunan yatırım fonlarının getirileri ise genelde yüzde 40-45 aralığında değişti. İMKB-30 Endeksi için de benzer bir durum var. İMKB-30 Endeksi, 16 Aralık'a kadar yüzde 49.15'e ulaştı ama "İMKB-30Endeksi" adını taşıyan fonlar yüzde 40-45 aralığında dolaşıyor. Bu yatırım fonlarının endeksin getirisini bile yakalayamamalarının en önemli nedeni ise anapara üzerinden kesilen yüksek komisyonlar. A tipi fonlarda komisyonlar günlük yüzbinde 12 ile 15 arasında dolaşıyor. Böyle söyleyince kulağa hoş geliyor ama bu yönetim gideri anapara üzerinden kesiliyor ve yıllık toplam komisyon yüzde 4.38 ile yüzde 5.48'e ulaşıyor. Evet getiri üzerinden değil anapara üzerinden yüzde 5.48. Yatırım fonunu aldığınız zaman para kazansanız da kaybetseniz de bu yüksek komisyon gider olarak ana paradan kesiliyor. Yanlış olan yönetim ücretinin anaparadan kesilmesi değil yüzde 5'lerde dolaşması. Kesilen komisyonun bir kısmı kurucuya ödeniyor, bir kısmı portföy yönetim şirketinde kalıyor. Bazen bu oran yarı yarıya uygulanıyor, bazen kurucuya ödenen pay komisyonun yüzde 20'si oranında kalıyor. Ama aslında değişen bir şey yok, çünkü portföy yönetim şirketleri genelde bankaların yüzde 100 ortaklığıyla kurulmuş.
DÜNYADA ORAN YÜZDE 1 Oysa dünyadaki uygulamalara baktığımızda standartlar hiç de böyle değil. Endekse bağlı seyreden fonlar için yönetim gideri anapara üzerinden yıllık yüzde 1'in altında kesiliyor. Bunun basit bir mantığı var. Bu tür fonlar bir kere oluşturuluyor, endeksi oluşturan hisse senetleri aynı endeks hesaplamasında kullanılan oranda satın alınıyor. Fon ile endeks bire bir kopya edilerek oluşturuluyor ve fonun getirisinin endeksin getirisine paralel gidebilmesi için bu dağılım korunuyor.