kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Avrupa'ya Türk işi 'Fantezi'
Avrupa'ya Türk işi 'Fantezi'
Uçuk modeller yapıyoruz

Avrupa'ya fantezi satıyorlar

Fantezi iç çamaşırı sektöründe Avrupa'nın en büyük üçüncü üreticisi bir Türk firması. Yılda 5 milyon euro'luk ihracat yapan firmanın Haramidere'deki fabrikasında türbanlı genç kızlar da çalışıyor.

Kırmızı dantelli g-string'lerden önü fermuarlı modellere, bu fabrikada hayal sınırlarını zorlayan 'fantezi' iç çamaşırları üretiliyor. Fabrika sahibinden kadın işçilere işte ilginç bir 'girişim' hikayesi...


Avrupa'ya Türk işi 'Fantezi'

İstanbul Haramidere'deki bir fabrika, Avrupa ülkelerine ihraç edilmek üzere seksi iç çamaşırları üretiyor. Her türlü 'fantezi'ye hitap eden bu ürünleri genç kızlar tasarlıyor, içlerinde tesettürlülerin de bulunduğu işçiler dikiyor.

İstiklal Caddesi'nde yürürken sağlı sollu dizilen iç çamaşırı mağazalarına hiç dikkat ettiniz mi? Rahat ve hijyenik pamuklu iç çamaşırlarının yanında son derece seksi, renkli ürünler de süsler vitrinleri... Hatta kimi zaman külot mu, sütyen mi diye merak edersiniz çünkü 'bildiğiniz gibi' değillerdir! Püsküllü, dilli, önden fermuarlı külotlar ya da erkeklere özgü leopar desenli g-stringler... Peki 'fantezi' yüklü bu iç çamaşırlarını kim alır? Eskiden yalnızca sex-shop'larda satılan ama şimdi Beyoğlu'ndaki vitrinlerden Beşiktaş pazarına kadar her yerde gördüğümüz bu ürünleri ev hanımları da alıyor. Yılbaşı öncesi bir halk pazarında alışveriş yapan orta yaş üstü kadınların, televizyon kameralarından çekinmeden seksi 'kırmızı don' almanın uğur getireceğini gülerek anlatmaları bu talebe en iyi örnek... Üstelik 'fantezi' olarak adlandırılan iç çamaşırlarını satan 'sanal' mağazaların sayısı da gün geçtikçe artıyor. Gerek gerçek gerekse sanal mağazalarda satılan ürünlerin neredeyse tamamı Avrupa'dan geliyor. Avrupa'dan getirilip Türkiye'de satılan bu iç çamaşırları ise Türkiye'de üretiliyor! Avrupalıların tercih ettiği ve üstelik oradan ithal edilerek ülkemizde de satılmaya başlanan seksi ve fantezi iç çamaşırlarının çoğunu İstanbul'da bir firma üretiyor. Avrupa'da bu sektörün en büyük 'üçüncü' firması aynı zamanda. Sadece ihracata dönük üretim yaptığını ve 2004 yılında 5 milyon euro, bu yıl ise 5 milyon 250 bin euro'luk ihracat yaptığını söylersek herhalde işin boyutu hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Bu arada birbirinden ilginç, seksi ve erotik bu ürünlerin çoğu burada, stilist genç kızlar tarafından tasarlanıyor.

ASKERDE KARAR VERDİ
Avrupa'nın en büyük üç fantezi iç çamaşırı üreticisinden biri olan İstanbul'daki firmanın adı Ener Tekstil. Firmanın sahibi 38 yaşında genç bir girişimci, Engin Ergin. Akrabası Adil Çubukçu'yla birlikte işin başında. 1997'de kurulan Ener Tekstil'in kuruluş hikayesi de çok ilginç. İktisat fakültesi mezunu, küçük bir tekstil atölyesi sahibi Engin Ergin 1996 yılında askere gidiyor. Askerde nöbet tutarken bol bol düşünme imkanı buluyor; seks üzerine yoğun muhabbetlerden de etkilenerek "Bu dünyada insanların hiç bitmeyecek iki ihtiyacı var; biri yemek, diğeri ise seks" diye düşünerek, tekstilci olduğu için seksi iç çamaşırı sektörüne girmeye karar veriyor. Askerden döndükten sonra Almanya'da çalışan akrabası Adil Çubukçu'ya fikrini açıyor. O da Almanya'dan İstanbul'a geliyor. Çok seksi ve erotik iç çamaşırı modelleri çizip birer adet ürettikten sonra bir modelin üzerinde fotoğraflarını çekip katalog hazırlıyorlar. Sonra da Avrupa'da bu alandaki ünlü markalarla yazışmaya başlıyorlar. Bu yazışmalar aylar sürüyor ve bir firmayı ikna etmeyi başarıyorlar. Almanya'nın en büyüğü olan bu firmanın yetkilileri "Gelip fabrikanızı bir görelim, ürünlerinize bakalım" diyorlar ama ortada bir fabrika falan yok! Genç girişimci Engin Ergin bu soruna nasıl çözüm bulduğunu şöyle anlatıyor: "Görüşmeyi pazar gününe denk getirdim. Tanıdığım birine gidip durumu anlattım ve fabrikasını, daha doğrusu odasını kullanmak için izin istedim. Cumartesi günü gidip arkadaşımın odasındaki özel eşyaları kaldırıp kendiminkileri koydum. Çekmeceye kartvizitimi ve katoloğumuzu yerleştirdim. Pazar günü onları orada ağırladık. Ve onlardan iş almayı başardık. Şansımız yaver gitti, sonra bu firma Avrupa'da başka ünlü markaları da satın aldı. Dolayısıyla biz onlara da mal satmaya başladık. " İlk işlerini aldıktan sonra bir büro tutmuşlar, ilk imalatı başka atölyelerde fason diktirmişler. Sonra Yenibosna'da 500 metrekarelik küçük bir atölye kurmuşlar. 2002 yılında da Haramidere'de büyük bir fabrika kurmuşlar. Şimdi 9 bin metrekare alana sahip fabrikada üretim yapıyorlar. Engin Ergin, askerdeyken aklına gelen bu sektörde yer almaktan son derece memnun; "Avrupa'nın en ünlü markalarına fantezi iç çamaşırlarını biz üretiyoruz. Ayrıca VioxMiox adlı kendi markamız da var artık..." Firma, en çok Hollanda ve Almanya ile çalışıyor; Fransa, İngiltere, Belçika, Kanada'ya da ihracat yapıyor.

GÜMÜŞHANE'YE FABRİKA
Engin Ergin yıllık kaç adet üretim yaptıklarını sorduğumuzda ise "Bizde önemli olan adet değil cirodur. Çok fazla üretim yapmayız ama iyi para kazanırız. Çünkü bizim fiyatlarımız normal iç çamaşırlarının iki katı, bazen de üç katıdır. Yani adet olarak çok değil ama değerli ürünler üretiriz. 2004 yılında 5 milyon euro'luk ihracat yaptık. Bu yıl ise daha 5 milyon 250 bin euro'ya ulaştık" diyor. Engin Ergin, Gümüşhane'de yeni bir fabrika kurduklarını, bayramdan sonra üretime başlıyacaklarını s ö y l ü y o r ; "Gümüşhane'de 6 bin metrekare kapalı alanı olan 14 bin metrekarelik bir fabrika kurduk. 250 işçi aldık, bayramdan sonra üretime başlayacağız ve böylelikle yüzde 110 kapasitemizi arttırmış olacağız." Ergin, kapasite artırımıyla birlikte ilk kez iç piyasaya da yönleneceklerini vurguluyor; "Biz şimdiye kadar tam kapasite ihracata dönük çalıştığımız için iç piyasada bu alandaki talepten haberimiz yoktu. Meğer çok büyük talep varmış. Bir araştırma yaptırdık, gördük ki Türkiye'de ürünlerimizi satan 7 binin üzerinde sanal seks shop var, üstelik bu ürünlerin yüzde 90'ı bizim ürettiklerimiz... Yani Avrupa'ya üç kuruşa sattığımız malı, gidip oradan 5 liraya alıyorlar, sonra da gelip burada 7 liraya satıyorlar. Biz de Gümüşhane'deki fabrikam ı z ı n üretime girmesiyle birlikte internet üzerinden kendi adımızla satışa başlıyoruz." Ergin, yakın bir zamanda Rusya ve Ukrayna ile de çalışacaklarını belirtiyor. Hayal gücünü bir hayli zorlayan bu ürünler, bu fabrikada üretildiği gibi tasarımları da burada yapılıyor. Engin Ergin "Tüm modelleri biz tasarlıyoruz, sonra birer adet örnek üretiyoruz,müşterinin beğenisine sunuyoruz. Ürünleri göstermenin tek yolu da modele giydirmek. Onun için showroom'umuzda bulunan podyumda müşterilerimize özel defileler yapıyoruz" diyor. Ayrıca müşteriler için kataloglar da hazırlanıyor, seçilen ürünün de seri üretimine geçiliyor.

AKRABALARINDAN GİZLİYOR
Fabrikada çalışanlar, ürünlerden dolayı önce zorlanmış ama sonradan kanıksamış. İsmini vermek istemeyen bir kadın işçiye işinin zorluk derecesini soruyuz. Genç kadın artık alıştığını anlatıyor; "İlk işe girdiğimde 'Ben bunları nasıl dikeceğim?' diye kara kara düşünüyordum. Ama şimdi benim için diktiğim ürünün, gömlekten veya ceketten hiçbir farkı yok. Yine de akrabalarıma ve arkadaşlarıma böyle ürünler diktiğimi söyleyemiyorum" diyor. Paketleme bölümünde pek çok başörtülü kadın işçi var. Üstelik onların ürünleri koydukları paketlerin üzerinde fotoğraflar da var. Canlı bir kadın veya erkek model üzerinde çekilmiş ürün fotoğrafları... Bir işçi "Bazen öyle uçuk kaçık ürünler var ki paketi istemeye istemeye elime alıyorum, fotoğrafa bakmamaya çalışıyorum" diyerek zaman zaman ne kadar zorlandığını vurguluyor. İki çocuk babası olan Engin Ergin de ilk başlarda ne ürettiğini en yakın çevresinden bile gizlemiş. Şimdi çok rahat olsa da zaman zaman ilginç şeyler yaşadığını gizlemiyor. Örneğin, Berlin'deki Venüs Seks Fuarı'na gittiğinde Ramazan ayıymış. Bir gün öncesi oruçluymuş, ertesi gün de seks fuarına gitmek zorunda kalmış. "Ne yapalım o fuara gitmem gerekiyordu, vallahi Allah kalbimizi biliyor, inançlı insanlarız, ekmek parası için çalışıyoruz" diyor.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Yenibosna'ya Ahıskalı göçü
 Üst kimliğimiz ahlaklı Türk vatandaşı olmalı
 Mardin seni hiç unutmadım
 Mitterand'ın 'günah bebeği' artık bir yıldız
 Klasik meyhane geleneğini yaşatıyor
 O küçük fark
 Şair Nabi'nin mezarındaki sır
 Rüya çello İstanbul'a geliyor
 Daha iyisini bulacağım diye aşkı kaçırıyoruz
 Bana bir kedi yaz
 Gribi evde tedavi edin
 Bana otomobilini söyle sana saatini söyleyeyim
 Hande'nin yeri 'apayrı'
 G.O.R.A'nın senaryosu da çalıntı mı?
 Yumuşak bir dokunuş
 Ünlü şairin yaptığına bak
 Şarkının bestecisi kim?
 Aynalar çalıntı mı?
 Mahkemelik kitap
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Kuşlar bugün yarın burada
Dayanamıyorum. Ben bu ukala...
FİLİZ AKIN
Ben o değilim
Sönmez'le ilk evlendiğimizde bir tanıyan...
SUNAY AKIN
Elleri kanlı bir kahraman
Viyana'da, İkinci Dünya Savaşı...
ALİ POYRAZOĞLU
Ruhu cilalayan sözler
Uzun uzun dinlendiniz. Tatilin...
Çayın önce uzmanı sonra tutkunu oldu
Çay 5 bin yıllık geçmişi ve kültürüyle hayatımızın vazgeçilmez bir parçası...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.