|
|
Varlığı kimi mutlu etti?
Geçen haftanın gündemi doluydu. Fransa olayları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin türban kararı. Ama bir haber vardı ki... Atlatamadım. Olmadı. Ben orada kaldım. İnanın. 13 aylık Olgun Akdeniz Zübeyde Hanım Çocuk Yuvası'nda geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. Peki neydi onu özel kılan? O bir tecavüz çocuğuydu. İddiaya göre Olgun'un annesi eniştesi tarafından tecavüze uğramıştı. Anne 9 ay karnında taşıdığı minik oğlunu 3 aylıkken yuvaya bıraktı. Erzurum Çocuk Yuvası'nda iyi bakılamayan Olgun Ramazan Bayramı'nın ilk günü rahatsızlandı. Atatürk Tıp Fakültesi'ne götürüldü. "Zaatüre başlangıcı" dediler ve yuvaya geri gönderdiler. Olgun'un minik bedeni hastalıkla savaşamadı. Bayramı morgda geçirdi. 13 aylık bir bebekti o. Artık nefes almayan bir bebek. Bayram sonrasında ailesinden kimse gelmeyince iş Erzurum Valiliği yetkililerine düştü. Sarıverdiler küçük bedeni beyaz bir örtüye. Taştan bir duvarın üzerine koydular öyle, eğreti. Cenaze namazı öyle kılındı. Aile "Çocuğu kabullenemedik" dedi. "Cenazesini köye getirme cesaretini kendimizde bulamadık. Bu aile içi bir tecavüz, hoş karşılanmaz." Ardından eklediler. "Ölümle ilgili şikayetçi olmayacağız. Yurdun suçu yok" Sessiz sedasız geldiği gibi gitti minik. Niye yaşadı? Varlığı kimi mutlu etti? Kime gülümsedi 13 ay boyunca? Kimin başparmağını kavradı bütün gücüyle? Farkında mıydı olup bitenlerden? Bilinmez. Ama sadece annesi ağlamadı arkasından inanın. Benim gibi onlarca insanın boğazı düğümlendi, gözleri nemlendi. Çocuk yuvalarındaki şiddetten bahsediyoruz. Bırakın bunları. Asıl şiddet taa içimizde. Ailemizde, arkadaş çevremizde, kendi içimizde. Bugün çok önemli bir konferans var İstanbul'da. İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampüsü'nde. "Aile İçi Şiddete Son!" başlığı taşıyor. Yolunuzu oraya düşürün. Şiddet görüyorsanız ya da etrafınızda şiddet varsa. Sadece "Farkındayım ve önemsiyorum" demek için. Ne bileyim sadece meraktan. Ya da sadece, Olgun Bebek için...
|