kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Turgay Noyan @ SABAH
 

Buzdağının görünen bölümü

Salı günü gazetemizde "Yelken dünyası duayenini kaybetti" diye tek sütunluk bir haber vardı. Ben bu haberi bir buzdağının suyun üstünde kalan bölümü gibi gördüm. Çünkü kaybettiğimiz kişi ülkemiz adına inanılmaz başarılı işler yapmış önemli bir vatan evladıydı...

***

İki çocuğum da deniz ve yelkenle henüz 20 günlükken tanıştı. Ama düzenli yelken eğitimini İstanbul Yelken Kulübü'nün açtığı yelken okulunda aldılar. Oğlum Deniz beş yaşına geldiğinde yelken okulunun başındaki Orhan Akra ağabeyime eğitime başlayıp başlayamayacağını sordum. "Geç bile kalmışsın, hemen getir" diye cevapladı. Deniz'in yelken okuluna başladığını duyunca üç yaşındaki kızım Tuba "Ben de gideceğim" diye tutturdu. Orhan Baba'dan onun için de izin aldık. Kış aylarıydı. Lapa lapa kar yağarken İstanbul Yelken Kulübü çekek yerindeki küçük dershaneye taşınmaya başladık. İçerde gümbür gümbür yanan odun sobasının başında o minicik ellerini ısıtır sonra gemici bağlarını çalışıp, derslerini dinlerlerdi. Sonunda bahar geldiğinde yelken ve optimistle ilgili tüm alt yapıları tamamlanmış ve denize çıkmaya hazır hale geldiler. Sonra büyük bir heyecanla ailecek sezon açılışına gittik. Kortejin en önüne yelken okulunun öğrencilerini koymuşlardı. Onların başında da son derece şık denizci kıyafetiyle Orhan Akra yürüyordu. Üç beş adım gittikten sonra Tuba yorulmuş ya da sıkılmış olmalı, sıradan çıkıp önünde yürüyen Orhan Akra'ya koştu. Biz ne yapacağımızı şaşırmış "Biraz da utanmış" bir halde kıvranırken şöyle bir manzarayla karşılaştık: Önde bayrak ve kulüp flaması, ardında kucağında minik Tile Orhan Akra... Bu sahneyi ömür boyu unutmayacağım. İstanbul Yelken Kulübü daha sonra büyük bir kadirbilirlikle yeni binasında açtığı yelken okuluna Orhan Akra adını verdi. Ve böylece ünlü yelken hocamızın adı sağlığında ölümsüzleşti. Bu olaya gerçekten çok sevindim, mutlu oldum. Çünkü genellikle bizim ülkemizde insanların değerleri ancak öldükten sonra anlaşılır!.. Orhan Akra ile yakınlığımız sadece yelken ve yelkencilikle ilgili kalmadı. Daha sonra kızı Necef Uğurlu ile birlikte çalışmaya başladık. Yıllarca onun yazdığı oyunların müziklerini yaptım. Böylece Necef'in annesi milli yelken hakemi Mehruba hanımefendiyi de yakından tanıma fırsatı buldum... Geçtiğimiz hafta Boat Show'un son günüydü. Kapıdan girerken Necef aradı, Orhan Baba'yı kaybetmiştik... Pazartesi günü İstanbul Yelken Kulübü'nde onun için özel bir tören düzenlendi. İş günü olmasına rağmen törene yelken camiasının önemli bir bölümü katıldı. Çok duygusal ve önemli konuşmalar yapıldı. Akra ülkemizin ilk yelken okulunu açan kişi olmasının dışında, yelkenciliğe ilk kez uluslararası kuralları getirip uygulatan, ilk yelken ve yarış kuralları kitabını hazırlayan insandı aynı zamanda. Tam bir İstanbul beyefendisi olan Orhan Akra'nın Fenerbahçe'nin yaşayan en yaşlı üyesi olduğunu da o konuşmalar sırasında öğrendik... Sadece bizlerin Orhan Akra ile ilgili anılarının bu küçücük bölümü bile yazımın başındaki buzdağı benzetmemin pek de yanlış olmadığını gösteriyor sanırım. Hem Orhan Akra büyüğüme hem de buzdağının tepesi kadar bile fark edilemeden göçüp giden birbirinden faydalı memleket evlatlarına rahmet diliyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Buzdağının görünen bölümü   / 01-01-2006
 Denizlerde alt-üst kimlik tartışması   / 25-12-2005
 Boatshow'a beklerim   / 18-12-2005
 Gelişime ayak uydurmak   / 04-12-2005
 Dar alanda kısa tartışmalar   / 27-11-2005
 Yelken ve teknoloji   / 20-11-2005
 Van'a bir yelkenli gidiyor   / 13-11-2005
 Okyanuslar ve denizciler   / 06-11-2005
 Yarışanlar değil, ülkemiz kazanıyor   / 30-10-2005
 Deniz subayının izinde   / 23-10-2005
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
KAZIM KANAT
Babam beni hep uykuda severdi
'Baba' dedim... 'Beni...
TURGAY NOYAN
Yelkenciliğin ve tüm sporcuların doğasında başarı...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Olmayan slota ceza kesilir mi?
Özel hava yollarının iç...
Başkalarının hayatını yaşamayın
Başkalarının hayatını yaşamayın
Çevremizdekilerin bize uygun gördüğü hayatı yaşamaya çalışmaktan,...
Botoksun Fransız kralı
Botoksun Fransız kralı
Hollywood yıldızlarından Avrupa jet sosyetesine pek çok ünlü isim...
Vahdeddin'in hainliği tartışılırsa Çerkez Ethem'e haksızlık yapılır
İşgal adlı kitabında Çerkez Ethem'i gündeme getiren yazar Teoman...
Sevgilimin Cem Yılmaz'ın kızkardeşi olduğunu öğrenince çok üzüldüm
"Organize İşler"in Süpermen'i Tolga Çevik: İlişkimiz başladığında...
Büyükelçinin hayatını kurtaran zırh
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Ünal Çeviköz'ün 2 Ocak'taki saldırıdan...
Avrupa'yı titreten adam: Miller
Rusya-Ukrayna doğalgaz krizi sırasında Gazprom'un patronu Aleksey Miller...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.