Rusya-Ukrayna gaz oyununda kim haklı?
Rusya ile Ukrayna arasında uzun süredir var olan doğalgaz krizinde son kozlar oynanıyor. Hadiseler gündeme gelmeden önce, bu konuya Türkiye'ye bakan taraflarıyla değinmiştik. Türkiye'nin güvenli bir enerji güzergahı haline gelerek en az petrol ve doğalgaza sahip ülkeler kadar bir keyfiyeti yakalaması söz konusu. Doğalgazın tüketiciye ulaşmasında gazın sahibi ülke kadar, gazın geçtiği güzergahlar ve Boru Hattı Ev Sahibi Ülke Anlaşmaları'na imza koyan devletlerin durumları da çok önem arz ediyor. Bu anlamda, Ukrayna kesinlikle tasvip edilecek pozisyonda değil. Rusya Devlet Başkanı Putin'in, en önemli müşterisine direkt gaz vermek için Baltık Denizi Doğalgaz Boru Hattı'nı Alman Başbakanı Shröder' in son günlerinde imzalayıp devreye sokma nedenini iyi tahlil etmek gerekiyor. Mavi Akım Boru Hattı'nın yapımında benzer etkenler söz konusu. Türkiye'nin Batı'dan aldığı doğalgazın Ukrayna ve diğer ülkeler sebebiyle güvensiz güzergah durumuna düşmesi nedeniyle Rusya Mavi Akım'a 3 milyar dolar para yatırdı. Olaya şöyle bakmak gerekir. Rusya önemli bir gelir kaynağı olarak gördüğü doğal gazını güvenli güzergahlardan zengin Avrupa pazarlarına ulaşması için yıllardır çaba gösteriyor, Ukrayna hattında da sürekli problem yaşıyordu. Ukrayna, henüz 'Turuncu Devrim' le tanışmadığı günlerde de bu sorun vardı. Türkiye de bir dönem Ukrayna'nın boru hattından kendine tahsis edilenden fazla gaz çekmesi sebebiyle sıkıntı yaşamıştı. Ukrayna, kendi topraklarından geçen ve Avrupa'ya sevk edilen boru hattındaki gazı kendi malı gibi görüyor, gaz basıncının yani miktarının azalmasını Rusya'nın uyarılarına rağmen dikkate almıyordu. Üstelik kullandığı gaza da düşük denebilecek bir rakam ödüyordu. Hatta bazen bu düşük rakamı ödemede de sorunlar yaşanıyordu. Üzerine Türkmenistan'la gaz anlaşması, Rusya'ya kafa tutma, başka güç odaklarına yaklaşma gibi sebepler de eklenince tartışmalar bu noktaya geldi. Ancak, son krizi getirip en önemli etken olarak 'Turuncu Devrim'e bağlamak yanlış. Önce enerjide güzergah oyunlarını iyi tahlil etmek icap ediyor. Türkmenistan'ın doğalgazını Rusya üzerinden Ukrayna'ya ucuz satmasını başka pazarı olmadığı gerekçesine bağlamak gerektiği gibi Rusya'nın 'hayır' demesi ya da Boru Hattı Ev Sahibi Ülke Anlaşması'ndaki bazı detaylara dikkat çekmesi halinde Ukrayna bu gazdan rahatlıkla mahrum kalabilir. Ve kriz ciddi bir kavgaya dönüşebilir. Gazprom'un, Ukrayna'dan geçen doğalgaz boru hattı vanalarını Ukraynalılar'a kapatılmasıyla ise bambaşka bir olaya tanıklık edeceğiz. Çünkü, Ukrayna ülkesinden geçen doğalgazın yüzde 15'inde hakkı olduğunu söylüyor. Rusya da yeni fiyatı kabul etmediği taktirde Ukrayna'nın topraklarından geçen borulardan doğal gaz çekemeyeceğini, aksi halde bunun hırsızlık olacağı uyarısını yapıyor. Peki Ukrayna bu hırsızlığı yapmaya kalkarsa ne olacak? Bu olayın Türkiye'ye bakan yönüne gelince. Birincisi; doğalgazda bir ülkenin tek tedarikçi olması her ahval ve şeraitde tehlikeli, kaynağı çeşitlendirmek gerekir. İkincisi; doğalgaz boru hatlarını bir an önce Avrupa'ya ulaştırmalıyız. Sonra Rusya, Azerbaycan, İran, Türkmenistan ve Mısır gibi ülkelerin enerji naklinde güvenli güzergah olmak için projelere hız vermeliyiz.
|