|
|
On hassas konu
Kanımca 2006 zor bir yıl olacak. Hassas dengeler üzerine kurulmuş ekonomik yapımızın kilit noktasını, yatırımcıların düşüncelerinin yönü oluşturuyor. İç ve dış yatırımcılar Türkiye'deki gelişmeleri ve ülkenin geleceğini olumlu yorumlarlarsa, sorun olmuyor. Aksi halde durum zorlaşıyor. 2006 yılında Türk ekonomisini zorlayacak 10 hassas konu başlığı şöyle.
1. Cari işlemler açığı: Son iki yıldır ciddileşen ve "finanse edilirse sorun yoktur" mantığı ile önlem alınamayan cari açığın, kafaları en çok karıştıracak konu olacağı şüphesiz. 2. İşsizlik: Ekonomik büyümenin istihdam dostu olmaması nedeniyle tekrar yüzde 10'lara tırmanan işsizlik oranının, özel projeler üretilememesi sonucu, bu yıl da gündemin başında yer alacağı kesin. 3. Kayıtdışılık: Türk ekonomisinde kayıtdışı işlemlerin, milli gelirin yüzde 50'si civarlarında olduğu tahmin ediliyor. Bu oran her geçen gün daha da artış eğilimi gösteriyor. 4. Döviz kuru rejimi: Dalgalı kur rejiminin yönlendirilen biçimi yerine "tam dalgalısını" uygulayınca YTL'nin değer kazanma oranı sadece geçen yıl yüzde 20'lere yaklaştı. Son üç yılda yüzde 35 oranında değer kazanan YTL, kaynak dağılımını bozmaya başladı. Yatırımcıların fikirleri üzerinde etkili bir araç olması nedeniyle, bu temposunu sürdürürse Türk ekonomisi "sert rüzgarlarla" karşı karşıya kalabilir. 5. Petrol fiyatları: Son yıllarda yükselen petrol fiyatları her yönden tehlike oluşturuyor. Ödemeler dengesine ve fiyatlara olumsuz etki yapıyor. 6. Faiz dışı fazla oranı hassas noktalardan birisi. 7. "İkiz çıpa" olan AB müzakereleri ve IMF ilişkileri bu yılın da yönünü belirleyecek. Yatırımcıların fikir değiştirmeleri genelde bizden kaynaklandığı için, bir "gariplik" olursa, bu iki kurumu da yanımızda bulamayacağımızı düşünerek hareket etmek gerekiyor. 8. Enflasyon hedefi: Her ne kadar "resmi" enflasyon hedefi uygulamasına geçsek de, bu yıl için hedef alınan yüzde 5 oranı riskli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. IMF'nin de dikkatinden kaçmayan bu nokta için öngörülen "dörtlü bant" sistemi, piyasanın bekleyişlerini aralıkta bir puan arttırdı. 9. ABD'deki büyümenin yavaşlaması: ABD ekonomisinin sorunlarını çözmek amacıyla, 2005 yılında da sürdürdüğü faiz artışları sonucu 2006'da düşmesi beklenen büyümesinin, bizim ihracat ve ithalat verilerine yansıyacağı kuşkusuz. Avrupa Birliği de faiz artırımına devam ederse, bir olumsuz etken de buradan gelebilir. 10. Dolar likiditesinin azalışı: ABD'de yükselen faizler ve bazı ülkelerin rezervlerini ABD dışında tutma eğilimleri, uluslararası likiditenin de azalması sonucunu doğurdu. Borçlanma olanakları daralırken, bunun sonucu gözlenecek faiz artışları, biz dahil bazı ülkeleri etkileyecek. Yukarıdaki 10 noktayı yakından izlemek gerekiyor. Zira bunlar, yatırımcıları etkileyecek temel konuları içeriyor. Tabii ki, bizim için esas olan siyasi gelişmeler. Türk ekonomisinin kırılganlıkları azalsa bile, siyasi gerginliklerin ve kavgaların nereden çıkacağı belli olmaz. Hele seçim ortamına girilirken.
|