| |
Biten bir yılın fotoğrafı
Yılın son yazısını "Bor üzerine" yazacağız... Yıl boyunca Hakkari senin, Kütahya benim, dolaşıp durduk... 2005'e Niğde'nin Bor ilçesinden nokta koyalım. Nüfus 30 bin. Belediye Başkanı emekli öğretmen Yavuz Can. "Haliniz nicedir" sorusuna verdiği yanıt: - Memleketin ayarı bozuldu... Bakalım nasıl düzelecek.
"Adaş" dedik: - Memleketin ayarı nasıl bozuldu? Yavuz Can da bize sordu: - Hangi birini anlatayım? Ve başladı içini dökmeye... * Ne eski komşuluklar kaldı, ne eski arkadaşlıklar. * Şakanın, fikir tartışmasının, kahve sohbetinin düzeyi düştü... Millet küfürlü konuşur oldu. * Devlete saygı kalmadı.
Adam geliyor Başkan'ın kapısına dayanıyor: - İşsizim... Karım evi terk etti. Kadın geliyor, Başkan'ın odasında ağlıyor: - İşsizlikten kızım bunalıma girdi... İntihar edecek diye ödüm patlıyor. Genç geliyor, Başkan'a dert yanıyor: - İşsizim diye sevdiğim kızı vermiyorlar.
Başkan Yavuz Can da bize dönüyor: - Eskiden insanlar evlerinin sırrını kimselere söylemezdi... Karısı evi terk eden, utanır, derdini içine atardı... Şimdi görüyorsunuz... Ayar bozuldu.
Borlu'nun biri "Başkanım... Şeyi de anlat... Kafası kızan silaha sarılıyor" diye araya giriyor. Hastaneye "hizmet alımı" için ihale açılmış. "İhale sende kalacak, bende kalacak" derken, silah çekilmiş. "Yapmayın, etmeyin" diye araya giren bekçi, ayağından vurulmuş. Belediye Başkanı: - Bunlar görülmüş, duyulmuş işler değildi... Ne oldu bize böyle?
Eskiden birinin evinde "etli yemek" pişirilecek olsa... "Etrafa kokusu yayıldı, ayıp olmasın" diye bir kap yemek de "hali vakti yerinde olmayan komşuya" gönderilirmiş. Ya şimdi? "Şimdiki durumu" Başkan'dan dinliyoruz: - Hali vakti yerinde olan gösteriş yapıyor... Sözleriyle, davranışlarıyla tepeden bakıyor... Herkesin içinde para sayıyor... Nerede eski sevgi, eski saygı?
Bor'un bir zamanlar "Haydar Ağa'sı" vardı. Eski milletvekili, eski bakan, merhum Haydar Özalp. Bor'da hala "onun namı" söyleniyor. Borlu'nun biri anlatıyor: - 30 yıl siyaset yaptı... Babasından kalanı yedi, bitirdi... Siyaset onu fakirleştirdi. Sonra sözü Başkan alıyor. "Biz o zamanlar gençtik" diyerek, "tanığı olduğu bir olayı" anlatıyor. Bir gün Niğde valisi, Bor'a gelmiş. Haydar beyi de alıp, bir yere gideceklermiş. Vali demiş ki: - Haydar bey, buyurun otomobile. Haydar Ağa "hayır" demiş: - Ben milletvekiliyim, siz ise devletin valisisiniz... Önce siz bineceksiniz.
Köylü "iyi durumda değil." Esnafın işi "durgun." İşsizlik "içler acısı." Güpegündüz kuyumcu soyuluyor. Ve Belediye Başkanı ağlamaklı: - Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de askerin başına çuval geçiriliyor... Askere kurşun sıkılıyor... Geçen gün iki şehit cenazesi geldi hala içimiz yanıyor.
Ankara'da, parlamentoda bütçe müzakerelerini izledik. "Yüksek politika" yapıldı. Borlu'nun anlattıkları ise... "Reel politika."
Nice yıllara sağlıkla, mutlulukla.
|