| |
|
|
King Kong, Maymun Davasından çıkmış, meğer!..
King Kong fena halde tartışılıyor.. Benim gibi bayılanlar var.. "Bu ne saçma sapan film" diye yerden yere vuranlar da.. Filmi bir Sevgi Klasiği olarak ele aldınız mı, konuşacak çok şey var.. Çirkinlerin, korkunçların da, duygusal olabileceği sevebileceği, hatta sevilebileceğini tartışabilirsiniz.. Bu sevginin onları nasıl güzelleştirdiğini, şirinleştirdiğini de.. "Genç ve güzel bir kadının orta yaşlı ve dev bir goril tarafından ele geçirilmesi niye bu kadar düğmeye basıyor" diyor, Clive D. L. Wynne.. "Hayvanlar Düşünür mü" adlı bir de kitabı olan Amerikalı profesör.. Araştırmış.. Anlatıyor.. (İnternational Herald Tribune) 1933'te orijinal King Kong'un çevrilmesinin arkasında ilginç faktörler varmış.. Siyah ve beyaz ırklar arasındaki melezleşmenin getirdiği ırkçı korkular.. Amerika'yı perişan eden 1929 ekonomik bunalımının getirdiği egzotik ve seksist arzular içinde, bir kadının arzusu dışında elde edilmesi.. Falan filan.. Ama 70 yıldır süren akademik araştırmalar (Bu film 70 yıldır bilimsel olarak araştırılıyor, sövmeyi marifet sayan dostlarım..) tarihin çok kritik bir dönemini ortaya çıkarıyor. 1920'lerin ortalarında, bir insanla bir maymun arasındaki seksüel aşk konusunda Amerikan gazetelerinde çıkan yoğun haberler, 1933 filmini yapanları tetiklemiş olabilir. Ama daha önemlisi var.. 1920'ler dünyada, (Bugün olduğu gibi) evrimciler ve yaratılışçılar arasındaki savaşın en yoğun olduğu dönemlerden biri. 1925'te John T. Scopes adlı bir öğretmen dersinde, insanların yaratılış dışında bir evrim sonucu meydana geldiğini anlattığı için mahkum olmuştu. Ayni dönemde genç Sovyetler Birliği dini dışlamak için, insanların maymundan gelme olduğunu kanıtlama yollarını aramaya girmişti. İlya İvanov adlı bir bilim adamı bir insan ile bir şempanzeden doğan "İnsanze" yi dünyaya getirmek için denemelere başladı. Batı Afrika'da kurduğu labratuvarında üç dişi şempanzeye insan spermleri enjekte etti. O sıralar Afrikalı zencilerin maymunlara daha yakın olduğuna dair bir inanış vardı. Uzun yıllar uğraştı ve tabii başaramadı. Bunun üzerine Kübalı Rosalia Abreu'ya baş vurdu. Abreu, ilk defa bir şempanzeyi doğa dışında üretmeyi başarmış, Havana'daki hayvanat bahçesi bu doğuma sahne olmuştu. İvanov, Abreu'dan G. adlı Rus kadın gönüllüyü dölleyebilecek bir erkek şempanze istedi. Teklifi kabul edilmişti ki, İvanov bir taktik hata yaptı. Amerikan Ateizm Vakfı Başkanı Charles Smith adlı şovu çok seven bir Amerikalıyı sponsor yapmaya kalktı. New York Times "Sovyetlerin yaradılışı test etmesine destek mi oluyoruz" diye gürledi. Ku Klux Klan olaya balıklama daldı ve Abreu'yu tehdit etti.. Abreu korktu, çekildi. İvanov yeni bir şempanze yetiştiricisi ararken, Stalin kızdı, onu Kazakistan'a sürdü. İvanov orada 1932'de öldü. 12 ay sonra da ilk King Kong filmi New York'ta açıldı. Film 15 sentlik biletlerle ilk haftasında 89.931 dolar hasılat yaptı. Bu başarı, bunalımın en karanlık günlerinde, yapımcıları ve RKO Stüdyolarını iflastan kurtardı. Bugün, insan-şempanze birleşmesinin mümkün olamayacağını bilim kanıtladı. Çünkü iki cinsin kromozomlarının genetik kodlaması çok farklı olduğu görüldü.. Wynne diyor ki.. "İnsanla maymun arasında birleşme olmayacağı kesin.. Ama aşkın olmayacağı şüpheli.. 1993 filminin sonunda maymunu New York'a getiren tüccar kafalı yapımcı Carl Denham New York sokaklarında yatan King Kong'un cesedinin başında 'Hayır.. Onu uçaklar değil, güzellik öldürdü' der." Çocukken annemin anlattığı öykü geldi aklıma, yazıyı okurken.. Ayı kaçırmış köyün en güzel kızını.. Avcılar aylar sonra bulmuşlar izlerini. Ayıyı öldürüp kızı geri getirmişler.. Getirmişler de, kız sabahtan akşama ağlarmış.. "Çalı idi, çırpı idi, evim idi ya.. Ayı idi, uyu idi, kocam idi ya!.." Her milletin folklöründe benzeri öyküler var.. King Kong'u dünya daha çok tartışır!..
|